"Kimse sevmeye yanaşmıyor, herkesin istediği sevilmek" diye yazmıştım bir tarihte. Çok zaman geçmedi üzerinden ama durum azıcık değişti. Şimdi bakıyorum da... "Ne sevelim, ne sevilelim ama birlikte eğlenelim" dönemine girmişiz.
***
Genç kadın
ilişkisinden söz ediyor uzun uzun. Ve biraz da yakınıyor. Dikkat edince anlıyorum; bir "eğlence"ye gitmiş de aradığını bulamamış gibi! Yeterince "kurtlarını dökememiş" sanki!
***
Bütün ilişkilerde bir "oyun" tadı olsun isteniyor, oysa ancak arkadaşlar birlikte oynarlar. Arzu "oyun"u bozar!
***
Seviyorsan iliklerine kadar özlersin onu... Eğlence bunun neresinde!
***
Gerçek sevgililer neşelidir. Eğlenmeye gereksinmezler... Günümüzde bu ikisi, yani "neşe" ve "eğlence" gitgide birbirinden uzaklaşıyor, farkındasınız, değil mi? Neşe tatmin modeline dayanmaz, bir çiçeğin kokusu gibidir; çiçek oradaysa, kokusu da zaten oradadır. Eğlence ise bir "boşluğu" doldurma çabasıdır. Mutlak tatmin ister ve çoğu zaman bunu başaramaz!
***
Filozofların önünde saygıyla eğiliyorum! Ama Cioran'ın dediği gibi "hemen hepsi sahici ıstırapları es geçmiştir." O yüzden
sevdiklerim, seviştiklerim edebiyatçılardır.
***
Global kültür toplumları ne kadar tektipleştiriyor olsa bile temel endişelerimiz konusundaki ayrılıklarımız sürüyor. Bir Batılı hayatta sağlam durabilmek için
kendine güvenmek gerektiğine inanır. Başkaları ya "cehennem" ya da "teferruat"tır. Biz ise her şeyden önce
başkalarına güvenmek isteriz. Güvenilmez insanlarla çevrili bir "dünya"da kendine güvenmek hem Anadolu hem de Ortadoğu insanı için ya saldırganlık ya da acıklı bir yalnızlıktır.
***
Ben şu "Pazar notları"nı elden geçirip yazıya dökerken... Gecenin geç bir vakti... Televizyonda Dücane Cündioğlu konuşuyor. Bir yandan ona da kulak vermeye çalışıyorum. Bir ara "topluluk"la "toplum" arasındaki farkı şöyle özetliyor: "Topluluk olmak için hayal, toplum olmak için akıl gerekir."
***
Ben, ben, ben, ben, ben, ben, ben... O kadar çok "ben" diyorsun, o kadar sık "ben"ine başvuruyorsun ki... Kuşkuya düşüyorum! Orada bir "sen" yok galiba! "Kırk kere söylersem, olur" diye mi, inanıyorsun!
***
Çello sesi en popüler melodilerde bile sınırı aşıp metafiziğin kapılarına dayanır. Açmaz, açamaz o kapıları ama yumruklar, tırmalar, sürtünür.
***
İyi bir müzik dinledikten sonra gündelik hayata dönmek kolay değil! O kadar uzaklaşıp sonra geri dönmek ve sonunda hafif bir hayal kırıklığı ve tatlı bir yorgunluk! Budur iyi müzik!