Elano'nun Galatasaray'a gelişini çok iyi hatırlıyorum.
Brezilyalı yıldız ve transferini gerçekleştiren yönetici Haldun Üstünel birlikte inmişlerdi Atatürk Havalimanı'na...
Coşku görülmeye değerdi!
O günlerde Mecidiyeköy'de yürüyordum. Bir grup Galatasaraylı "transferlere ne diyorsun Haşmet Abi?" diye sordular.
Hiç duraksamadan "Rijkaard'ın takımın başına geçmesi ve Elano'nun transferi büyük olay!" dedim.
Haksız mıydım? Hayır!
Sonrası malum...
Büyük yıldızın futbolu bizim Süper Lig'de küçüldükçe küçüldü.
Geçenlerde baktım da...
Bir yıl önce "Süper Sambacı Aslan'da!" başlıkları atan gazeteler şimdi "artık gidebilirsin Elano" başlığını tercih ediyorlardı.
Belli ki, Elano'nun Dünya Kupası'nda oynaması bile kimseyi artık heyecanlandırmıyordu.
***
Endüstriyel futbol sadece
90 Dakika'dan ibaret değil.
Kehaneti, kerameti, şovu, dedikodusuyla dev bir sahne o...
Düzen de öyle kurulmuş!
Gerçekler değil, hayaller satılıyor.
Temmuz ayı geldi mi, kulüpler tarafından
"müşteri" haline getirilmiş taraftarların gözleri boyanıyor, yöneticiler en azından birkaç hafta gerine gerine işin tadını çıkartıyor!
Ve lig başladıktan birkaç hafta sonra balonlar birer birer patlıyor!
Neden peki?
Örnek olarak
Guiza'yı düşünün...
Geldiğinde
İspanya Ligi'nin gol kralıydı. Böyle bakınca çok parlak!
Ama
hangi takımdan geldiğine ve orada nasıl oynadığına baksanız...
Kontratak değil, sürekli hücum yapması beklenen
Fenerbahçe için yanlış transfer olduğunu şıp diye anlarsınız!
***
Şimdi en büyük hava Beşiktaş'ta!
Çünkü en şık, en çalımlı, en heyecan verici transferi Interli
Ricardo Quaresma'yı alarak siyah beyazlılar yaptı.
Quaresma
jonglördür, diyorlar! Abartmayalım ama öyle!
Quaresma
birinci sınıf bir kanat oyuncusudur, diyorlar! Evet, doğru!
Yine de insan korkuyor!
Ya ligin 6. haftasında "burada futbol çok gaddar, beni oynatmıyorlar" diye ağlamaya başlar, çamura yatarsa! Ya her yabancı gibi
paraları gününde ödenmeyince futbolu da yan çizerse?..
Eh, üç yılda toplam 30 kadar maç yapabilmiş,
çokça futbol kaçağı biraz da talihsiz bir yıldız nihayetinde!
Uzun lafın kısası...
Parlak transferler parlak renkler gibidir. Özenle yaklaşılmazsa, çarçabuk solarlar.