Kiminle konuşsam, stresten yakınıyor. "Stres aşağı, stres yukarı" sürüp gidiyor hayatımız! Canımız sıkılıyor, stresten! Uçuk çıkartıyoruz, stresten! Yok yere kavga ediyoruz, stresten! İşte güçte yanlış yapıyoruz, evde huzursuzluğa neden oluyoruz, hepsi sorarsan eğer, stresten!
En tuhafı da, stresten yakınmaların yanına sık sık şöyle bir cümlenin eklenmesi: "Çok şükür, şu sıralar hayatımda her şey de iyi gidiyor üstelik!"
Ee sorun ne öyleyse?
Belki kendimize şu soruyu sormakla başlamamız gerek: Kendi kendimize kaldığımızda neden yakınıyoruz?
***
Stresten mi? Yani tehdit ve baskı altında kalmaktan, kendimizi kasmaktan, gerginlikten mi bütün sıkıntımız?
Yoksa, kendi kendimizeyken başka şeyler mi söylüyoruz?
Evet! Öyle, değil mi?
Derdimize çırılçıplak biçimde temas eden cümleler kuruyoruz o zaman!
"
Parasızlık belası yok mu! Şu düşük gelirli işe mahkûm olmak canıma tak ediyor! Fakat sevdiklerime bile sıkıntımı anlatamıyorum, çatlayacağım!" gibi şeyler mesela!
Ya da kendi kendimizeyken bal gibi biliyoruz...
Güzel uyansak sabahlara...
Sevdiğimiz bizi sevse mesela...
Gelecek endişemiz olmasa...
Ne trafik sıkışıklığı ne de iş yerindeki hırs, haset, rekabet ortamı o kadar koymayacak, öyle stres yaratmayacak!
... Biliyorum, özellikle "
evrimci psikoloji" ekolü
stres hissi üzerine şöyle şeyler yazıp çizmeye bayılıyor: "İnsanoğlunun
yırtıcı hayvanlar ve zehirli yiyeceklerle sarılı olduğu korkusu uygarlığın gelişmesiyle birlikte değişti ve günümüzde bunların yerini
şehir stresi ve okulda, işte, ailede başarısızlık korkusu aldı."
İyi, güzel de...
Bizden bağımsız, dışarıda ve apaçık biçimde "
stres kaynakları" yok hayatta! İddia edildiğinin tersine yırtıcı hayvan tehdidine falan benzemiyor stres.
Araştırmalar da gösteriyor ki, stres kaynakları ancak buna
"inanan" birileri sayesinde var olabiliyor.
Bazı psikoterapistler bu
"inancın" yıkılmasının çözümün başlangıcı olduğunu iddia ediyorlar.
(Meraklısı için not: Andrew Bernstein'ın Myth of Stress adlı çalışması ufkunuzu açabilir!)
***
İşin özü şu ki...
Stres dediğimiz şeyin pek
azı gerçek!
Çoğu popüler kültürümüze has efsanelerden oluşuyor.
Yoksa, stresli değiliz;
mutsuzuz, endişeliyiz!
Bu kadar yalın!
Geçen gün gördüm, bir dergide
"ağlayan çocuklar günümüzün şiddetli stres nedenlerinden" diye yazıyordu.
İyi bir insan, kafası huzurlu, içi mutlu bir insan çocuk ağlaması yüzünden derin bir strese girer mi Allah aşkına?
Gerilmez! Üzülür! Çocuk için dertlenir!
Yanılıyor muyum?