Türk okuryazarının derin toplumsal korkuları var.
Bunların en güçlüsü "demokrasiden korku!"
Eskilerin "bu kadarı ancak tahsille mümkün" dedikleri türden cehalete sırtını yaslamış bir korku bu.
Eh, en nihayetinde...
İlkokul çağından başlayarak ömrümüzün sonuna kadar pompalanan yalan yanlış tarih bilgisinin, saçma sapan kıyaslamaların ve siyasal efsanelerin ürünü bir otoriter kültürde yaşıyoruz.
***
Malum, internet sitelerine düşen yeni bir "şok" kaset var.
Gizli "
Kafes Planı"nın ardındaki isimlerden olduğu iddia edilen
amiralin konferansından bir bölüm..
Amiral bir yerde...
Türkiye'de demokrasinin yürümeyeceğini ve darbelere hep ihtiyaç duyulacağını kanıtlamak için diyor ki... "Keşke coğrafyamız
Almanya gibi, Polonya gibi, Avusturya gibi sıkıntıları olmayan bir bölge olsaydı... Keşke
Rönesans-reform sürecini aşıp siyasal olgunluğa ulaşmış olsaydık..."
Konuşmayı internetten dinleyen birçok genç şöyle yorumlar düşmüş o sitelere...
"Doğru ya! Nerede bizde Almanya'nın, Polonya'nın demokratik olgunluğu!"
***
Madem öyle, doğru mu bu akıl yürütme, bir bakalım.
Mesela
Almanya'yı ele alalım!
O topraklarda I. Dünya Savaşı yenilgisine kadar emperyal bir imparatorluk yok muydu?
Hani
Sevr korkusuyla demokrasiden duyduğumuz korkuyu birleştiririz ya hep...
Peki Almanlar ne yapsın?
1918 İhtilali'nin ardından kurdukları Weimar Cumhuriyeti ancak 15 yıl sürebilmişti.
Bizim amiral gibilerinin "Rönesansreform geçirdiği" için pek olgun demokratik kültüre sahip olduğunu düşündüğü Almanlar
1933'te parlamentolarını kundakladılar. Ardından
Hitler iktidara geldi.
Ardından yeryüzünün gördüğü en kanlı savaş patlak verdi.
***
Huzurlu coğrafya mı, demiştiniz?
Ne ilgisi var!
20. yüzyılın tamamını
dünyanın en problemli, en tehditkâr coğrafyasında geçirdi
Almanlar.
"Kuzeydeki düşman"la yaşamak hep çok zordu. (Bu durum özünde hâlâ değişmiş değil!)
İkinci Dünya Savaşı geride büyük yıkımlar ve
ulusal kimliğin aşağılanmasıyla kapandı. Üstelik Alman ulusu ikiye bölünmüş, Federal Almanya nükleer başlıklı Amerikan füzelerinin tarlası olmuştu.
Yine de kimse
"bu koşullarda demokrasi olmaz, yürümez" inancına kapılmadı.
Ve düşünsenize...
Almanya'nın birleşmesi topu topu 19 yıl önce gerçekleşti.
***
Yani bizimkiyle kıyaslandığında
Almanya'nın yakın tarihi
çok daha büyük sorunlarla, hatta felaketlerle doludur.
Coğrafyası baştan aşağı problemdir. Komşularında hâlâ huzursuz Alman azınlıklar bulunuyor.
Ama hiçbir Alman kalkıp bizim amiral gibi fikir yürütmez.
Hitler özentisi zırtapoz gençleri bir yana bırakırsanız... Bugün
yakın geçmişine bakarak demokrasiden korkup kuşku duyan bir Alman'a rastlamanız zordur.
Ama aynı Almanlara.. "Ah, sizde tabii Avrupa'nın ortasında
Rönesans-Reform yaşamış olmanın olgunluğu var" falan derseniz...
Yarım yüzyıla iki dünya savaşı sıkıştırmış olmanın ve soykırımın utancını hâlâ hissettikleri için...
Donup kalırlar!