Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Nasıl bu kadar zalim olabiliyoruz?

Filmler, romanlar, efsaneler, halk hikâyeleri yanıltıyor bizi! Ya karanlık ruhlu kahramanların ya da meczupların gaddar şiddetine ve kıyıcılığına inanmaya yöneltiyorlar!
Oysa asıl soru şu:
Az önce şefkatle çocuğunun başını sevmiş bir baba nasıl oluyor da başkalarının çocuklarını bir odaya sokup kurşuna diziveriyor?
Daha açıkçası...
Nasıl oluyor da "normal" insanlar, daha doğrusu iyi insanlar hiçbir akıl hastalığı belirtisi göstermeden ama kararlı biçimde zalim katillere veya işkencecilere dönüşüyor?

***

Toplumbilimciler bu konuda derinlemesine çalışmaya; laboratuar ve saha araştırmaları yapmaya başladılar.
Sadece içgüdüsel şiddet teorileri anlamaya yetmiyor çünkü...
Irak'ta Ebu Gureyb hapishanesinde olup bitenlerin yaşattığı şok bu araştırmaları hızlandırdı.
Hapishanedeki işkencelerin niteliği ile uzman sorgucu olmayan ABD askerlerinin "emirlere uydum" gerekçesi arasında apaçık bir uyumsuzluk vardı.
Gayet "normal" sayılabilecek ve hatta karınca dahi incitmeyecek karakterdeki kadın asker Lynndie England'ın çıplak Iraklı tutuklunun boynuna tasma takıp köpek gibi dolaştırırken çekilmiş fotoğraflarını hatırlayacaksınız.
Bu fotoğraflar sadece gazete okurlarını değil, toplumbilimcileri de sarsmıştı.

***

İşte bu çalışmalar içinde en kapsamlılardan birini sayfalara döken bir kitapla haftalardır boğuşuyorum.
Adı The Lucifer Effect. (Yani "iyi insanları şeytan kılan etki!")
Stanford ve Yale üniversitelerinin ödüllü psikoloji profesörü Philip Zimbardo ve öğrencilerinin Ebu Gureyb'deki askerler ve Stanford Cezaevi'nde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını içeriyor bu kapsamlı kitap.
Sonuçlar çok çarpıcı.
Fakat burada ayrıntılara girecek yerim yok maalesef.
Ancak Zimbardo'nun özellikle altını çizdiği şu iki noktayı sizlere de aktarmak istiyorum. Üzerinde düşünelim diye..

***

Bir...
Sistem kötüyse eninde sonunda "ortam" da kötüleşiyor. Ortam kötüleşti mi, iyi insanların bile kötülere dönüşmesi kaçınılmazlaşıyor!
Örnekse... Hukuken suçları cezalandırmak elbette yanlış değil. Ama "cezaevi sistemi" kötüyse eğer, yalnız tutuklular değil, gardiyanlar da canavarlaşıyor sonunda! (Bunu Mardin'deki katliama uygularsak... Kız meselesi, kan davası diyerek fakat "koruculuk sistemi"ni görmeden olaydaki şiddetin korkunç boyutunu anlayamayız.)
İki...
Otoriteye gerektiğinde karşı çıkabilecek cesarete sahip olmak; yanlış olduğu hissedilen şey karşısında "ben bunu yapmam" demek, kolayca baştan çıkartılmamak başka bir özellik!
Asıl bu özelliğe sahip olmak gerekiyor.
Burada temel direnç noktası "gizem ve kahramanlık atmosferi"ne kapılmamak!
Oysa eğitimli ya da eğitimsiz hemen bütün "iyi"ler bu konuda zayıflar!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA