İspanyol yıldız neden bu kadar çekici? Onun Hollywood sineması, Hollywood erkekleri ve dünyanın dört bir yanındaki sinema seyircisinin gözündeki çekiciliği nereden kaynaklanıyor?
Paçozlukla hoşluk arasında gidip gelmesinden mi?
Nicholas Cage, Johhny Depp, Tom Cruise, Javier Bardem gibi aktörleri gerçek hayatlarında yere seren bu kadındaki tılsım nedir?
Altı yıl önceydi!
Yine Sabah'taydım. Ve "Penelope Cruz'un Gözleri" başlıklı yazımda bu sorulara cevap aramıştım. (31.01.2002)
***
"Aşkın Peşinde/Elegy" filmini seyredip eve dönünce hemen arşivimi karıştırdım ve o eski yazımı buldum. Şöyle yazmışım:
"Sabah güneşin güzelim ışıklarıyla uyanmak ne güzel! Kalktım.
Salondaki koltukta Penelope Cruz'u görür gibi oldum. Gözlerimi ovuştururken anladım ki, yarı uyku hallerinin hoş sürprizlerinden biri bu, bir yanılsama, o kadar.
Sonra...
Kahve yaptım kendime ve içerken fark ettim; kahve gibi bir havası vardı İspanyol yıldızın.
Biraz kabında unutulmuş, rengi solmuş ama ikinci yudumdan sonra bizi canlandırıveren kahve tadı yani..."
***
Cruz'un hafif şekerli şurup tadındaki İngilizce aksanından söz etmeyeceğim şimdi.
34 yaşında olmasına; gözlerinin hep zamanından önce yorulmuş görünmesine karşın hem 24'ünde bir genç kızı, hem 44 yaşında bir kadını oynamasını mümkün ve ikna edici kılan yaşsız-zamansız dişiliği nden de söz açmayacağım.
Ancak hala işi gücü bırakıp benim gibi başlıktaki soruya anlamlı bir cevap arayanlar varsa...
Şunu söylemem gerek.
Erkekler güzel kadınları beğenirler.
Dikkat; "beğenirler" diyorum.
Etkilenirler de diyebilirim.
Ama iş sevmeye, bağlanmaya, "ava giderken avlanmaya" gelince...
Güzel kadınlar değil, güzelleşebilen kadınlar öne çıkar.
Birdenbire...
Güneş açar gibi...
Siz üşürken içinizi ısıtmak için güzelleşen kadınlar!
***
Penelope Cruz güzel bir kadın mı? Pek sayılmaz.
Güzelleşen, istediği an olağanüstü güzel olabilen bir kadın.
Bunu "Aşkın Peşinde" filmine gidenler, genç kadının adamı evlerinde vereceği partiye çağırdığı yemek sahnesinde çok iyi anlamışlardır.
Adam inatçılık, kararsızlık, kuşku içinde kıvranırken, Penelope'nin yüzü karanlık, karışık, bulanıktır.
Neredeyse çirkindir!
Adam nihayet geleceğini söyleyince, Penelope yüzünü kaldırır, saçlarını geriye iter ve "şimdi mutluyum" der.
O an "mutluluğun resmi"dir yüzü ve ne kadar güzeldir!
Başlı başına bir davettir bu. ("Kadın davettir" diyen Julia Kristeva'ya selamlarımla!..) Davet...
Erkeğe bir kadını güzelleştirme gücü veren ve aşkın tuzağına düşüren şey!..