Ne istiyorum ben?
Hayattan, dünyadan, işimden gücümden ne istiyorum?
Ailemden, sevgilimden, gelecekten ve şu "an"dan ne bekliyorum?
Bu soruları uzun uzun düşünerek cevaplasam...
Biraz melankoliye kapılırım...
Belki bir köşe yazısı çıkar bu süreçten...
Belki bir öykü...
Ama sahici bir iç hesaplaşma, hatta kendimle "yeniden tanışma" fırsatı olur mu bu?
Emin değilim.
Çünkü hayat fikirlerimizden hızlı koşar!
Çünkü ikide bir rasyonalize ettiğimiz beklentilerimiz içtenliğini yitiriverir!
Doğru cevaplar nerdedir, biliyor musunuz?
"Boş" bulunduğumuz bir anda...
Ayaküstü cevaplarımızda!
***
Tuluhan'ın sergisine gitmek gerek.
Bizim Sabah'ta çiftlerle yaptığı röportajlarla çok ses getiren Tuluhan Tekelioğlu'ndan söz ediyorum...
Şu günlerde Milli Reasürans Galerisi'nde Tuluhan'ın çok ilginç bir sergisi, daha doğrusu bir " video yerleştirme" si var!
Kimisi ünlü, kimisi ünsüz 150 kişiye kamera tutup 6 soru yöneltmiş. Ayaküstü cevaplamalarını istemiş. Bunları videoya çekmiş.
Sonuç: Müthiş!
Bir ara toplumun röntgen filmine bakıyormuş gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Sonra şaşırtıcı biçimde kendinizle konuşmaya başlıyor, hesaplaşıyorsunuz.
***
Ben en çok " Hayatınızda olmasını en çok istediğiniz şey nedir?" sorusuna sıradan insanların verdiği cevaplara takıldım.
Mesela bir emeklinin onca sert ifadesinin arkasından çıkan şu cevap çarptı beni: " Beş oğlum var. En son bir kızım vardı. Sekiz yaşında kaybettim! Onun sağ olmasını isterdim."
Aysun Kayacı "Hollywood starı gibi yaşamak isterken" (Dikkat! Hollywood starı olmak değil, star gibi yaşamak!) Burcu Sezer adında bir genç kız "bir an önce erkek arkadaşımla evlenmeyi düşünüyorum" diyor.
Sonra duraksayıp devamını şöyle getiriyor genç kız: " İnşallah olursa..."
***
Ya aşk?
Aşık olmuşlar mı?
Evet! Öyle diyorlar; "eş"lerine aşık olmuşlar.
Eş olduğu için mi aşk, aşk olduğu için mi eş; orası karışık, hatta karanlık! Fakat konuyu daha fazla kurcalamak isteyenler için bir elektronik teknisyeninin sözlerine bakmak anlamlı olabilir. Önce "Tabii ki" diyor genç adam, arkasından ekliyor: " Onları şimdi anlatamam herhalde."
Siz de "anladık, anlatmana gerek yok" diyorsunuz içinizden.
Fakat genç adam sözlerini şöyle bağlıyor: "Eşime aşık oldum mesela!" Size de bıyık altı bir gülümseme kalıyor!
***
Tuluhan'ın bu çalışması mütevazı boyutlarına rağmen popüler kültürün sokaktaki insanı nasıl şekillendirdiği konusunda çok değerli ipuçları taşıyor.
Bir ev kadını "en büyük hayaliniz nedir?" sorusuna büyük bir rahatlıkla "patroniçe olmak" cevabını yapıştırıyor mesela!
Garip mi geldi?
Ne yani! Bu TV dizileri, dergiler, gazete ekleri, fiskos trendleri ve gündelik hayattaki iktidar ilişkileri hayallerimizi etkilemez mi, sanıyordunuz?
Ünlüler ve cevapları nasıl peki?
Söyleyeyim...
Kimisi overdose benmerkezcilikten muzdarip!
Kimisi çoktan hayatın dalgaları arasında savrulup gitmiş, cevaplarından belli!