Hıncal Ağabey "Şeker Bayramınız kutlu, mutlu olsun sevgili okurlar" diye bitirmiş yazısını da sormuş ya, "bakalım benim son satırımı okuyunca Haşo irkilecek mi" diye...
Hayır, irkilmedim tabii ki!
İsteyen istediğini söylesin canım!
Bir bayramı bayram yapan ona verilen ad değil, bayram gibi yaşanıp yaşanmadığı gerçeğidir!
İşte gördünüz; ben de yukarıda bütün açıklığıyla şu günlerde beni neyin mutlu kıldığını yazıyorum. Neymiş o?
Yollarda olmak!
Bunun, bayramın Fıtr veya Ramazan Bayramı olmasıyla doğrudan ilişkisi var mı? Maalesef yok!
Peki bayramın Şeker'liğiyle bir ilgisi var mı? Pek sayılmaz!
Ne sabahtan akşama eş dost ziyaretleri var ne de güllü lokum sonrası likör ikramı!
Ramazan'da oruç tutup şimdi o dönemi kapatmış olmanın ferahlığı deseniz...
Öyle bir hayat yaşıyoruz ki, ne tuttuğumuz orucun ne de bıraktığımız orucun bir tecrübe olarak üzerinde uzun uzadıya durabiliyoruz! Asıl sorun burada!