BU sütunlarda "Telegol"ün yorumcusu Dr.Ahmet Çakar'ı, üslubu nedeniyle sık sık eleştirmiştim. Çakar, dün İstanbul'un göbeğinde vuruldu. Bu satırlar baskıya giderken, saldırının nedeni hala belirsizdi. Umarım, televizyonda söylediklerinden dolayı saldırıya uğramamıştır. Zira eleştirinin karşılığının kurşun olmadığına, kırıntı halinde bile olsa toplumda hala hoşgörünün bulunduğuna inanmak istiyorum. Öyle ya da böyle, Çakar'ın yaptığı yalnızca "eleştirmek" ti. Söze kurşunla karşılık vermek, korkakların işidir. Çakar'a "geçmiş olsun" dileklerimi sunarken, dikkatleri olayın bir başka yönüne çekmek istiyorum. Merak ediyorum, bakalım hangi gazeteci, arşivleri karıştırıp, son 2 yıl içinde spor yazarları, yorumcuları ve muhabirlerine yapılan saldırıların dökümünü çıkartacak. Benim ilk aklıma gelenler; Engin Verel, Feridun Niğdelioğlu, Osman Tamburacı, Kaya Çilingiroğlu... Peki spora bu "kurşun ağırlığı" neden çöktü? Spor yazarlığı neden mafyanın hedefi haline geldi? Birilerinin bu soruya yanıt araması gerekmiyor mu?