Başta da yazdığım gibi Ramazan'a arpa boyu zaman kala, özellikle orta sınıfın itibar merkezi olan, kaliteli ve uygun fiyatlı malların satıldığı bölgede bakın neler gördüm gözledim görüntüledim. Öncelikle aktarlarıyla meşhurdur Mısır Çarşısı. Çok kapısı var ama ben meydana yakın olan en büyük kapıdan, Haseki Kapısı'ndan süzüldüm içeriye.
Murat Belge'den dinlemiştim eski günlerde. Kapının üzerindeki katta mahkeme varmış, esnafın kendi arasında ve halkla sorunları çözülürmüş burada eskiden.
Esnaf, geldiğimi görüp, güler yüzlerle lokumdu, fıstıktı, cezeryeydi tutuşturuveriyor avcuma; "yarasın Savaş Abi" diyerek.
Gülüşüyoruz.
Dolanmaya başladım bile.
Hangi labirent koluna girsem doğal ilaçlar, baharatlar, çiçek tohumları, nadir bitki kök ve kabukları gibi eski geleneğine uygun ürünlerin yanı sıra; kuruyemiş, şarküteri ürünleri, değişik gıda maddeleri kapış kapış gitmekte.
Ahenkli, sevimli, cıvıl cıvıl, telaşa varan devingenlikte bir atmosfer var, iyi geliyor insana vallahi. Peynir, zeytin, kahvaltılık olayı da mühim. Çünkü dedim ya Ramazan geliyor, Ramazan için de vatandaş akın akın Mısır Çarşısı'na. Haydi o zaman bir bölüm daha açalım alt katımıza.