İbrahim Tatlıses cep telefonunu bana doğru çevirip okuttu mesajı.
- Bize yalan yok Savaş Abi. Aha da müdürün mesajla gönderdiği rakamlar.
- Kaç kişi gelmiş yani?
- ASO'da dün gece tam 945 kişi varmış abi.
- Oh hoo. Metin Aşık'ın tabiriyle iki üfürdün kaptın parayı İbrahim ağa.
- (gülerek) Öyle diyor Metin başkan değil mi? İki üfürüyorsun diyor.
- Sevdiğinden söylüyor .
- Aynen öyle. Bir de okeyde yendiğinde çok sever beni. Tersi olunca üf püf eder.
- Ne olmuş hasılat. Bilsek de kıskansak .
- Estağfurullah. Abim kıskanır mı beni? 116 milyar ciro indirimle 93 milyar olmuş.
Bu işi yapan varsa beri gelsin
- İyi mi, normal mi ben anlamam ki ?
- Allah bereket versin, bu zamanda Bodrum'da bu işi yapan biri daha varsa beri gelsin.
- Gözümle gördüm zaten. Pentatlon sahasında idman yapar gibi maniaları aştım seni dinleyeceğim diye.
- Nasıl helal para bu gördün gözlerinle değil mi?
- Valla yüzün diye söylemiyorum sen yıllar geçtikçe daha da kuvvetlendin seste sahnede .
- Hep çalışıyorum ya oradan geliyor. Sigarayı bırakmadan önce o Yalan şarkısının meyanını üç mezur dönebiliyordum. Bıraktım 7 mezur dönebiliyorum.
- !!!!
- Yani bu gırtlak sonradan olmuyor. Yukarıdaki veriyor, istediği zaman da kilitliyor alıyor.
- Ekibin de çok sağlam.
- Nasıl yani sağlam abi?
Süper uyumlu teşkilat
- Kaşını nasıl kaldırırsan ne yapılmalı, gözünü nasıl süzdürürsen ne etmeli biliyor herkes. Kapıdaki valeden, teşrifatçıdan, sahnedeki maestroya kadar süper uyumlu bir teşkilat olmuşlar.
- Yıllardır beraberiz çünkü. Kocaman bir aileyiz onlarla. Ben bir otel kiraladım hepimize. Ayrı ayrı yerlerde olmuyordu çünkü. Kendi kalacağım yer için iki odayı birleştirdim. Sabah kalkıyorum Karşımda Tarzan Mustafa. Aşağıda kemancı, yanda klarnetçi, davulcu.
- Askeriye tadındasınız yani.
- Doğru valla. "Bölük kaaalk!" diye içtimaya çağırıyorum onları.
- Saatler boyu bir başına türküler okuyorsun. O dik parçaları, beter uzun havaları, mayaları, gazelleri, oynakları, ağırları peş peşe diziyorsun.
Muhteşem 'keriz'ler yapmış
- He vallahi doğrusun abi.
- Peki be arkadaş bir kez bile düşmüyorsun sesten. Detone olmuyor, vokalistlere yaslanmıyorsun. Sırrı ne bunun?
- Önce Allah'ın bahşettiği güç dedim ya. Bir de tavır çok önemli. Sesin tavrı yani. Bak abi sen Mıkım Tahir adını duymuşsundur. O 50 sene önce okumuş mesela. Ayağında Kundura derken öyle bir tavır yapmış şaşarsın. O değişik, oyunlu filan okumaya keriz deriz biz. Muhteşem kerizler yapmış şarkılarda.
- Eeee !..
- Yani şarkıyı herkes güzel okuyabilir de önemli olan ona kendinden çok şeyler katabilmek. Böyle olunca saz da coşuyor dinleyenler de. Onların coşkusu seni besliyor, itiyor arkandan. Hadi yükleniyorsun bi gıdım daha. Sonra bunlar birbirini besliyor, ortaya herkes memnun durumu çıkıyor.
Flarmoni ile konser
- Gençler yapmıyor mu bunu. Hep tek rakibin kendin durumu var.
- Benden güzel okuyan gençler çıkıyor bazen. Ama yetmiyor ki. Asıl gırtlağına oku şarkıyı. Öylesi değil makbul gırtlağına oku şarkıyı.ndin durumu varu çıkıyor.or, itiyor arkandan.çalışarak olan.
- Yeni bir şey varmış Açıkhava'da. Flarmoni'yle konser verecekmişsin?
- Hem de ne proje. Arkada hem benim sazlar hem İstanbul Senfoni orkestrası. Tam 40 parçanın notalarını yazdık gönderdik dün. Bunlardan 30 tanesini filan okuruz o gece. Ama!
- Aması ne?
- Aması onlarda koma ses dedikleri ses yok. Uşşak makamı okuyamazsın mesela. Bakalım nasıl bir birleşim olacak?
- Kim yönetecek orkestrayı?
'Kazancı Bedih'e yıkılırdım'
- Orhan Şanlıel yönetecek.
- Bu Şanlıel ailesinden biri mi?
- Evet. Rıfat Şanlıel var ya büyük akordeoncu. İşte onun oğlu Orhan. Yıllardır senfoninin şeflerinden o aslan parçası.
- Seni etkileyen ses kim ola ki?
Muzaffer Akgün. Hala aynı tondan, notadan uzun hava okuyor Muzaffer Hanım. Kazancı Bedii vardı ya yıkılırdım ona da mesela. Orhan Oğur'u çok beğeniyorum. Küçük bir ses ama müthiş bir lezzeti var sesinin.
Arif Sağ'ın emeği
- Arif Sağ ustaya çok takılıyorsun sahnede.
- Onun benim üzerimde ne emeği var bilemezsin. Bir de dünyanın en hoşsohbet en üretken adamlarından. Doğal, düz, hep kendi bir adam. Allah ona musluğu açık tutup yağdırmış meziyetleri. Yeni kasette bir beste verdi bana yer yerinden oynayacak.
- Geçerken gördüm Tatlıses Evleri diye bir yer yapılıyor Bodrum'da. Bir müteahhitlik kalmıştı yapmadığın.
- Küçük bir şey be abi. 45-50 tane ev yapıyoruz oralara. Yarısı kendi akraba hımsa gidecek belli ki.
'Meclis'e gireyim diyorum'
- Gelecek seçimlerde politikaya da atılırsın artık.
- Valla yok öyle bir düşüncem ama bazen öyle şeyler oluyor ki, gireyim Meclis'e avazım çıktığı kadar haksızlıkları bağırayım istiyorum. Hele şu müzik dünyasında filan öyle yanlışlıklar haksızlıklar oluyor ki milletvekili olsam sırf bunlar için 100 tane kanun çıkmasına uğraşırım.
- Sen kanun yaparsan türküleri kim okuyacak ?
- Ben Meclis'te de okurum en güzel türküleri. Akustik de iyi, mikrofon bile gerekmez di mi?