Başlarken...
Marmara depreminden en çok etkilenen sanayi kuruluşlarından biri de Yalova-Topçular arasında kurulu bulunan AKSA Akrilik Kimya ve Sanayi tesisi oldu. O korkunç deprem, sadece bu dev tesisi değil bütün bir çevreyi ve o çevrede yaşayan canlıları da olumsuz etkiledi. 17 Ağustos depreminde AKSA tanklarından 6 bin ton zehirli "akrilonitril" maddesi çevreye sızdı. AKSA, deprem sonrası, belki de bu çapta bir felakete karşı hazırlıklı olmadığından, çevredeki halka nakil aracı, gaz maskesi, siyanürün panzehiri olan antidot malzemesi ulaştıramadı. Pek çoklarının iddiasına göre de, sızıntıya karşı gerekli tedbirlerin zamanında alınamaması hayvanların telef olmasına, bağ bahçenin çürümesine yol açtı.. Olaydan sonra, Tabipler Odası'nın raporlarına yansıdığı kadarıyla ise, "Pek çok ağır hastalığın ortaya çıkmasına neden oldu."
Şimdi AKSA olan yer 1968'e kadar 'ARSA'ydı. Yalova'ya 15 km kadar ötede, sahille öpüşen, bataklık, sazlık bir bölgeydi oralar. Sonra o tarihte, 1968'de yani ünlü Dinçkök ailesinin amiral gemisi olan Akkök Şirketler Grubu'na bağlı olarak, AKSA adıyla kuruldu oraya. Kayıtlara Akrilik Kimya Sanayi Anonim Şirketi olarak geçti bu dev tesis. Böylesi istikbal vaden bir tesisin hem fay hattı hem de bataklık arazi üzerine yapılanmasında beis görmedi kimsecikler. Sonra 1971 yılında üretim başladı ve fabrika, yılda 5000 ton kapasite ile 'Bismillah' dedi. Bugün yıllık üretim 250.000 ton... Övünme payı çıkaranların deyişiyle; "dünyanın tek çatı altındaki en büyük entegre akrilik elyaf üreticisi." Bugün Türkiye dahil 5 kıtada 50'den fazla ülkede 300'e yakın yerli ve yabancı sanayi kuruluşu ile müşteri ilişkisi var. Yalova'da kurulu 450 dönümlük alan üzerindeki bu devasa işletmenin merkezi ise İstanbul'- da bulunuyor.
ALTI BİN TON AKRİNİL
Gelin saatleri o 'talihsiz' güne ayarlıyalım şimdi de... 17 Ağustos 1999 tarihinde gece 03.00'e yani. Marmara Depremi kod adlı ejderha vuruyor bölgeyi can evinden. Hüznü ve faciaları harmanlamak gereksiz. Olayın bizi ilgilendiren bölümü ise mutlaka irdelenmeli. Çünkü o meşum gece, AKSA da başının üstüne yiyor darbeyi. Aksa'nın zehirli gaz bulunan tanklarında oluşan çatlamalar sonucu, raporlarla tespit edildiği üzere çevreye 6 bin 500 ton "akrilonitril" sızıyor. Vücutta siyanüre dönüşen, kanserojen ve parlayıcı olarak bilinen maddeden tonlarcası, toprağa, suya ve havaya karışarak canlıların yaşamına ait her şeyi zehirliyor. AKSA yönetimi, 'deprem anında bazı tedbirlerin alınamadığını' açıklıkla kabul ediyor. Ancak ölümlerin sorumlusu olmadıkları iddiasını da ekliyor.
'GİTSİNLER BURADAN!..'
İddialar sıkı... Aradan geçen altı yılda kansere yakalanan ve hayvanlar ile bitkileri zarar gören Yalovalılar, AKSA aleyhine tam 188 dava açtılar. Yargı süreci sürerken, AKSA ile ilgili tartışmalar bir kez daha Türkiye'nin gündemine geldi. Bunun sebebi de, AKSA'ye metrelerle ölçülecek mesafedeki ağaçlardan toplanan meyvelerin Yalova'dan Türkiye'ye dağıtımının yapılması. AKSA'nın hemen yanında bulunan Altınkum Sitesi'nde oturan sakinler hem insan hem hayvan hem bitki olarak zayiat vermişler çok miktarda. Onların iddiasına göre, bunun sebebi oluşan sızıntı. Evlerinin değer kaybetmesini de buna bağlayıp ekliyorlar, "Bizlerde kalıcı hasarlar var. Gece gündüz tuhaf bir havayı teneffüs ediyoruz. Sızıntı devam ediyor sanki." Deprem bölgesinde böyle bir sanayi kuruluşunun yer almasına tepki gösterip kızgınlık alemetleri yayıyorlar kameralarımıza. 'Aynı bölgede niye ev kurdunuz?' diye sorsam kıyamet kopacak, susuyorum. Site sakinleri, tesisin bölgeden taşınmasını istiyorlar. Takdir yargının..
RAPOR NE DİYOR?
17 AĞUSTOS depremiyle AKSA'da yaşanan 'akrilonitril' maddesi sızıntısına ilişkin, Tabipler Odası'nın hazırladığı rapor yaşanan sıkıntıların boyutunu ortaya koymak adına son derece önemli. Rapora göre, sızıntı insanlarda kanser dahil olmak üzere, pek çok kalıcı ve ağır hastalığın ortaya çıkmasına neden oldu.