Dün Taksim'e gitmenin en kolay yolu zaten Taksim'de oturuyor olmaktan geçiyordu. İkamet adresimin bugüne kadar ki en faideli tarafı da işte bu oldu. Sabah saatlerinde Cihangir cenahından hareketle hedefe doğru yola koyulmamdan yaklaşık 28 dakika sonra Taksim Meydanı'na vasıl oldum. NATO için serbes dolaşım kartı çıkartmayı unutmuşum. Allah'tan mah cemali gayetle bilindik adamım dolayısıyla da her neviden güvenlik birimince "malum kişi"yim...
'Çek sağa!..'
Uzaktan işaret ederek "Yolumu kesen", "sağa çek!" diyen, arabadan aşağı indiren, tanıyınca aramaktan vazgeçip gülen selam verenim çok oldu yaşasın... Ama bunlar vakit kaybettirmedi sanmayın. Filvaki arama yapılmıyordu ama tüm güvenlikçiler "NATO davasından neler neler çektiklerini. Günlerdir nasıl da yorucu bir tempo içinde çalıştıklarını" milim milim anlatıp, zaman törpüsüne dönüştüler...
Her Yerdeler Nerdeler?..
Bayıldım o haline Taksim'in. Gezi Parkı önlerinde çevik kuvvet sahra çadırı kuruyor, AKM önünde panzerli, akrepli memurlar otomobil altlarına ayna tutuyor, Metro kapısı önünde tepe tırnak silahlı polisler devriye yapıyor, simitçi, boyacı, jetoncu, kontörcü, çakmak gazı doldurmacı kılığında siviller tarassuta duruyor, gökte pata pata helikopter uçuyor, 112 acilin sayıca bol ambulansı sıra sıra bekliyor, tek bir tinerci, balici, travesti, kapkaççı, yankesici görünmüyor, taksiler trafiğin ümüğüne çökmüyor, gençler 25'li gruplar halinde ve yanyana yürümüyor, kasetçilerden cıstakı bol sesler yükselmiyor, büfeler önünde birikme belirmiyor, The Marmara köşesinde "bi şey lazım mı abi"ciler "bağlantıya" giremiyor, Cadde-i Kebir nam İstiklâl taşmıyor, magandalar güreşmiyor, midyeci mendilci makulesi ring atmıyordu...
Bom Bom Booom!..
Galatasaray Lisesi önünde bekleşen robokop polislere bile fazla iş çıkmıyordu. Onlar da ya bisikletleriyle turalayan küçük çocuklarla şakalaşıyor ya da Japon turistlerle hatıra fotoğrafı çektiriyorlardı. Az sonra yapılacak etkinlik bile onları çok tedirgin etmemişti. Çünkü gelen habere göre İşçi Partisi'nin gençleri tarafından düzenlenen "De get Buş"a mitingine katılan "Öncü Gençlik" kadrosunun yaş ortalaması 55'i geçiyordu... Ahh bir de şüpheli paket kadrosuyla fünyelenip patlatılan o 149 ayrı poşet, çöp torbası, atık çanta, eprik bavul da olmasaydı bu Şehr-i İstanbuş'un söz konusu merkez bölgesi gayet sessiz geçirecekti günü...