Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAVAŞ AY

Nakliyat sırasında perişanlık!..

Anneannemin bir lafı vardır; "Biri birine beddua mı edecek evden eve taşın desin!" İşte tam da bu lafı yani rahmetli anneannemi doğrularcasına bir olay yaşamış bir okurumuz. Okuyunca çok şaşırdım. Onun adına üzüldüm. Hem de herkesi bu konuda dikkatli ve duyarlı olmaya çağırmak gerektiğini düşündüm. Bakın neler olmuş.
"Savaş Abicim;
Ben İstanbul Akmerkez'de bir holding merkezinde muhasebeci olarak çalışmaktayım. 12 Haziran'da şirketimin Antalya Havalimanı'ndaki yatırımından dolayı görev icabı Antalya'ya yerleşmek zorunda kaldım. Bu yerleşmenin gerçekleşmesi için İstanbul Zeytinburnu'ndaki evimin eşyasını 'evden eve nakliye yapan' bir nakliye şirketi ile taşıtmak istedim.
E. Nakliyat Firması ile anlaştım. Anlaşma bedelim 1 milyar 600 milyon+KDV'ydi. Şirket faturayı kesti, ödemenin peşin yapılmasını istedi. Sözleşme imzalandı, ödeme yapıldı. Sözleşmelerini gördüğümde o firmanın ciddi bir firma olduğunu sanmıştım inanın herkes de öyle sanır. Firmanın sözleşmesinde yazanların bir kısmı şunları içeriyordu:
Ev eşyalarınız uzman kadromuz ile itina ile toparlanır, lüks ambalaj malzemeleri ile ambalajlanır ve istediğiniz adrese zamanında ulaştırılır.
Eşyalarınız 40 milyara sigortalanacaktır. Kapsamı tamdır.
Bunların hiçbir alakası yok aslında. Sigorta 30 milyar ve kapsamı sadece yoldaki kazayı kapsıyor. Yükleme ve boşaltma esnasındaki gelecek zararları teminat kapsamına almıyor.
Eşyalarınız kapalı çelik kasa 7.5 metre uzunluğundaki kendi kamyonumuzla taşınacaktır.
Firma sözünü tutmadı
Uzman kadro dedikleri söz verdikleri gibi 6 kişi değil 4 kişi olarak geldi. Lüks ambalaj malzemeleri dedikleri; gazete kağıtları, eski koliler, kullanılmış pat pat naylonlar. Kadronun da uzman olduğu falan yok. Daha eşyaları toplayıp yüklerken zarar vermeye başladılar. Lafı fazla uzatmayacağım. 11 Haziran'da sabah 08:00'de başlanan yükleme ve istifleme işlemi saat 14:00'e kadar sürdü. Ertesi gün Antalya'daki adresimde buluşmak üzere sözleştik ve ayrıldık. Sabah uçağı ile eşimle birlikte Antalya'ya uçtuk.
Sabah 08:00-09:00 gibi geleceklerini söyleyen nakliye firmasından saat 15:00 olduğu halde haber alamadım. Verdikleri cep telefonları kapalıydı. Tabii bende bir telaş başladı. Daha sonra cep telefonum çaldı ve bir beyefendi Antalya'ya sözleşilen adrese gelindiğini söylüyordu. Aracı karşılamaya gittim. Ancak aracı gördüğümde şok oldum. Çünkü gördüğüm araç eşyalarımı yüklediğim araç değildi. 07 plakalı araçta üstü açık eşyalar yağlı paslı branda ile örtülmüş ve yangından mal kaçırırcasına üst üste yığılmıştı. Gözlerime inanamamıştım. Derhal E. firmasının yetkilisini aradım. Yılmaz Bey'le konuştum. Bir açıklama bekledim. Ama bana söylenen; "Kamyon yolda arızalandı. Eşyalarınızı başka bir kamyona aktardık" şeklindeydi.

Eşim fenalaştı
Branda açılınca şokum daha da büyüdü. Eşyaların büyük bir kısmı hasarlıydı. Üstteki sarı koltuklar neredeyse tamamen siyah olmuştu brandanın pisliğinden ve yağından. Mobilyalar çizik içindeydi. Yemek takımları ve cam takımlar kırılmış, abajurlar parçalanmıştı. Eşim bu durum karşısında gözyaşlarını tutamamış ve fenalaşmıştı. Üzüntü ve nefretim oldukça büyümüştü. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Firma yetkilisi Yılmaz Bey; "Olur mu eşyalarınız sapasağlam yerleştirildi" diye karşı taraftan hâlâ yalan söylemeye devam ediyordu.
Gerçekleri şoför anlattı
Gerçekleri kamyon şoföründen öğrenmeye karar verdim. E. firması benden aldığı nakliye ücreti olan 1 milyar 888 milyonu cebe indirmiş, karşılığında tuttuğu kamyoncuya 450 milyon taşıma bedeli ve 100 milyon hammaliye bedeli ödemiş, kalan 1 milyarı aşan kısmı oturduğu yerden kazanmıştı. Artı sözleşmede belirttiği eşyaların eve uzman kişilerce taşınması maddesini yerine getirmemiş, bırakın uzmanı hammal bile ayarlamamıştı.
Hammalları ben ayarladım. Kamyon şoförü eşyaları İstanbul'da aracına naklettiklerini ve kendisine tembihlenenleri bir bir anlattı. Güya E. firmasının aracı Eskişehir'de arızalanmıştı ve eşyalar Eskişehir'de nakledildi diyeceklerdi. Ama Allahtan kamyon şoförü dürüst çıktı. Eşyalarımın durumuna o da çok üzülmüş bana gerçekleri anlatmıştı.
Dijital uydu alıcım çalındı
Bu arada dijital uydu alıcımda eşyaların içinden çıkmamıştı. Anlaşılan eşyaları yükleyen hammallar onu çalmışlardı. Ayrıca firma hırsızlık da yapmıştı. Derhal bir tutanak hazırladım, kamyoncuya, Antalya'daki hammallara ve görgü şahitlerine imzalattım. Eşyaların ve yükleme şeklinin fotoğraflarını çektim. E. firmasının yetkilisi Yılmaz Bey'e uydu alıcımın çıkmadığını söylediğimde böyle bir şeyin olmayacağını söyledi. Ama bu kadar yalan ve dolandırıcılıkla iş yapan bir insana güvenebilir misiniz? Tabii ki güvenemedim. E. firması tarafından bana bir dönüş hâlâ olmadı. Anlaşılan tam bir evden eve nakliyat yapan kişiler tarafından dolandırılmıştım.
Benim de birtakım hatalarım oldu tabii. Firmayı araştırma fırsatım hiç olmamıştı ve insanlara fazla güveniyordum. Her şey o kadar ani olarak gelişti ki 1 hafta içinde Antalya'ya yerleşmem gerekiyordu. Bu haberi köşenizde yayınlayarak bana destek verebilir ve başka insanların da bu firma tarafından zarar görmesini engelleyebilirsiniz. Teşekkür ederim." MUHARREM ÖZEV
Firmanın adı bende gizli. Onları dinlemeden bir karar vermek istemedim. Eğer olay tam da anlatılan gibiyse firmanın adını teşhir edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA