Manşetimize "Yuvada Dehşet" başlığıyla taşıdığımız haberimizin üzerinden henüz 3 hafta geçti. Ancak yine aynı yuvadan, Küçükyalı Çocuk Yuvası'ndan gelen yeni bir skandal haberle sarsıldık. Hatırlayın; 23 Mart 2004 tarihli gazetede yer alan haber, 2 küçük erkek kardeşe dayak, işkence, taciz uygulandığı, hatta tecavüz girişimiyle ilgiliydi. Aileden Sorumlu Bakan Güldal Akşit olayı duyar duymaz duruma bizzat el koymuştu. Küçükyalı Çocuk Yuvası'na ertesi gün özel müfettişler geldi ve sorgulama başladı. Müfettiş, olayı o kadar ciddiye alıyordu ki geceleri bile yuvadan ayrılmıyor, kompleksin yatakhanesinde yatıyordu. "Aman ne güzel, devlet olayı çok detaylı araştırıyor" derken, şimdi anlatacağım 2. skandal patladı.
ÖĞRETMEN BULDU!..
10 ve 14 yaşında iki kız çocuğu "çektikleri"ne dayanamayıp yuvadan kaçtı. Saatlerce başıboş dolaştıktan sonra bitap halde bir apartmanın sahanlığında bulunan çocuklara, apartmanda oturan 30 yıllık bir ilkokul öğretmeni ve komşuları sahip çıktı. Çocukların anlattıklarını dehşet içinde dinleyen apartman sakinleri, hemen 155'e ihbarda bulundu. Defalarca yapılan ihbarlara rağmen polis gelmeyince, çareyi SABAH'ı aramakta buldular. Haber bana ulaştığında gecenin saat 23.30'uydu. Verilen adrese gittim, çocuklarla ve her gün pek çok tatsız olaya tanık olan çevre sakinleriyle görüşünce duyduklarımdan dehşete düştüm.
SABAH OLAYA EL KOYDU
Bakın neler vardı iddialar arasında:
* Yuvada karanlık basıp el ayak çekilince, erkek bölümünden 14-15 yaşındaki öğrenciler kızların yurt evlerine gizlice giriyor. Daha sonra bıçak ve jilet tehdidiyle kızların yataklarına girip tacizde hatta tecavüzde bulunuyor.
* Yurt bahçesinde maç yapmaya gelen uzak mahalle çocukları, karanlık çökünce bazı yerlere saklanıp kızların ya da ufak erkek çocukların yaşadığı evlere giriyor. Elle taciz edip, zorla öpüşüp ses çıkaranı dövüyor.
* Daha geçen hafta eve gizlice giren mahalle çocukları küçük bir kızı taciz ederken büyük (13-14) yaştaki kızlar birleşerek bu çocuklarla kavga ettiler. Kaçmaya çalışanlardan bir genç yuvarlanıp düştü ve bir gözü sakatlandı.
* Ben 10 yaşındayım. Ablam da aynı yurtta kalıyor. Onun yaşı da 11 ama büyük görünüyor. Oğlanlar onu zorla sıkıştırıyor. Yatağına girip ayıp şeyler yapıyorlar. Ablam ağlayınca da yün kazak şişini etine batırıp tehdit ediyorlar. Ben kaçtım ki bunları anlatıp kendimi ve ablamı kurtarayım.
* SABAH gazetesinde haber çıkınca bakan gelecek dediler. İdareciler hepimizi topladı ve "sakın olan biteni anlatmayın. Söylenenler yalan deyin. Yoksa başınızı belaya sokarız" diyerek bizi korkuttu.
* Bazı kızlar oğlanların getirdiği haplardan içiyor. Ondan sonra kendilerini jiletle kesiyor sağa sola saldırıyorlar. Büyük kızlar duvarların oraya gelen adamların arabalarına binip gidiyor. 2-3 gün sonra dönüyor. Kimse de bir şey söylemiyor.
* Görevliler her defasında "sözlü ikazda" bulunup, "sakın kimseye söylemeyin, rezil oluruz, yurdun adı çıkar. Bir daha da yapmayın" demekle yetiniyor.