Özgün bir Bursa yazısı yazmak temayülündeyim. Bursa'ya defaten gittim. Lakin hiç bu kadar keyif almadım. İstanbul'un son kullanma tarihi handiyse dolduğundan, bu kez Bursa üzerine güzel bir yazı yazmak iyi olur diye düşündüm. Nasıl böyle düşünmeyeyim ki?

Hoş sohbetler
Bir kere ekip arkadaşlarım çok iyi ve hoş sohbet meslektaşlardı. Çelik Palas'ın gece barında saatlerce sohbet edip, muhabbet demledik. Bir ben konuştum, bir onlar. Mesela ben son on yıl içinde yazdığım tüm yazıları, başıma gelen gelmeyen her türlü durum vaziyetini anlatırken, diğer arkadaşlar da garsonlara dönüp, "Bi tek rakı daha lütfen!", "Pencereyi kapatsanız koronder yapıyo!" diyerek konuştular defalarca.

Kopyasız yazıyı severim
Hele yıllar önce uçsuz bucaksız ve boş bir arazi üzerine kurulup serpilen Renault-Mais Fabrikası gurur kaynağım oldu. Metali buradan veriyorsun, uç taraftan Megane olup çıkıyor. Bunları size detaylı detaylı anlatacağım. Ama biraz bekleyeyim. Bakalım İlker Abi (Sarıer), Yavuz, Abdurrahman, Tezkan filan neler yazacak. Yani bekleyeyim ki benim yazım kimseninkine benzemesin. Çünkü özgün yazmak, kopya çeke çeke yüz gün yazmaktan daha fevkaladedir.