Muhalefetin akım derken başka bir şey demesine bayılıyorum. Hani "MHP ile ittifak yürümeyince HDP ile ittifak aramak" gibi bir şey bu.
En çok da muhalif amigoların yalpalarını seviyorum. Psikopat bedduasıyla "Tayyip ölecek" sandılar, bir türlü ölmediğini görünce sustular. Bu ölecek lafını yaymaktan utanmayanlar arasında profesörler de vardı, yani çoluğunuzu çocuğunuzu emanet ettiğiniz bilim adamları, hocalar.
Şimdi başka yerlerden vurmaya çalışıyorlar ama tutturamıyorlar. "Ekonomik kriz başladı" diyorlar, azıcık üstlerine gidince "yok yok, başlamadı ama başlayabilir" diye kıvırtıyorlar.
"Dolar çok düşük, bu kur gerçekçi değil" deyip duranlar, dolar yükselince "ihracat patlama yapacak" diye sevinenler, şimdi lafı çevirip "dolar yükseldi, batıyoruz" türküsünü çağırmaya başladılar.
Doların yükselmesi (dolayısıyla avronun ve altının düşmesi) bizimle hiç ilgisi olmayan bir Amerikan para politikasının sonucu ama onlar doların yükselmesini "Tayyip'ten bilmeye" çalışıyorlar.
Bir süre de "gayrımenkul balonu patlayacak" diye tutturmuşlardı. Çünkü "pis kapitalist" (!) Ali Ağaoğlu para kazanıyordu, batırılması şarttı! (Cumhurbaşkanına vuramıyorsan hemşerisine vur.)
Çok fazla gayrımenkul yapılıyordu, Türkiye bunu kaldıramazdı. Neydi bu rezalet canım?
Şimdi okuduk: Konutta satış patlamış. Balon değil, satış.
Ağustos ayında konut satışları yüzde 25 artış göstermiş!
Halkımız harıl harıl ev almaya devam ediyor. Kendileri de itiraf ediyorlar, konut satışları "sıçrama" yapmış... Tapu daireleri dolup taşıyormuş, öyle diyorlar.
Eyvah, Ali Bey ve benzerleri biraz daha kazanacaklar demektir.
Bu konutların yalnızca üçte biri ipotekliymiş, yani öyle Amerikan usulü bir "Lehmann Brothers çöküşünün" tehlikesi de yok.
Konutu patlatamıyorsak başka şeyi patlatalım abi...
Mesela "faşizm geliyor" diyelim.
Fethullah gelemiyor, faşizm gelsin bari.
Niçin faşizm geliyormuş? Çünkü "Tayyip" paraları özel uçağa yatırıyormuş. Zaten Merkez Bankası da faizleri bu yüzden yüksek tutuyormuş.
Bu kafa, uçağın kişiye değil "makama" alındığını idrak etmekten aciz kafadır.
Ülkenin cumhurbaşkanının, başbakanının, emekli Ankara memurları gibi "Pamukkale'ye ya da Varan'a binip" gitmesini ister. Bu kafa, "emekçi halkın" neredeyse bedava denecek kadar gülünç bilet fiyatlarıyla "köyüne uçakla gider" hale geldiğini de göremeyen kafadır.
Paralar uçağa gittiği için de işsizlik artıyor, enflasyon yükseliyormuş.
Böyle giderse, yakında vergi müfettişleri yolda yürüyen vatandaşı çevirip cebindeki paranın hesabını soracaklarmış, sokak simitçilerini de belediye başkanları Ankara'dan alacakları talimatla atamaya başlayacaklarmış.
Peki, dokuz ay sabredin, halka soralım, bakalım halk gidişattan memnun mu değil mi?
Vaktiniz var, bu arada yeni bahaneler, yeni çamurlar hazırlayın.
Ama çamurun daniskası daha şimdiden kaşıkla değil kürekle, kovayla atıldı bile: AKP, 2015'te genel seçimleri yaptırmayabilirmiş! Pes...