Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza oy kullandırma yolunda devrim gibi adımlar atılıyor, sonra da vatandaşın yolu çeşitli yokuşlara sürülüyor. Bunların en etkilisi randevu yöntemi.
Ne o, acaba birileri "oyunu Tayyip'e vereceksen hiç kullanma" mı demek istiyorlar?
Hani, 1946 seçimlerinde üniformalı jandarma komutanının sandık başına dikilip, "Ne o Hüsmen Aga, reyini o Celal Bayar denilen adama mı vereceksin?" diye gayet demokratik bir müdahalede bulunduğu gibi...
O zaman oylar açık, sayım kapalı kapılar ardında, gizliydi. Kimin kime oy verdiği görünür ama oyların nasıl sayılıp seçimin o sandıkta kime kazandırıldığı izlenemezdi.
Şimdi oy zarfları kapalı, fakat başta Almanya olmak üzere yurt dışında "kimin ağır bastığı ve basacağı" da belli...
Katılım şimdilik onda bir oranında kalmış. Çok düşük yani.
Muhalif basın zil taktı oynuyor: Tayyip'in bütün umudu bu yurt dışı oylardaymış (çünkü Türkiye'de kimse onu desteklemiyormuş), katılım düşünce oyları da düşecek, böylece seçimi kazanamayacak, güvendiği dağlara kar yağacakmış!
Yurt dışında 54 ülkede Türk vatandaşı yaşıyor, bunlar için 103 merkez kurulmuş.
Fakat oylar ancak "randevu yöntemiyle" kullanılabiliyor. Örneğin konsolosluk vatandaşa "sana perşembe günü mesai saatlerinde oy verme hakkı tanıdım, çarşamba ya da cuma gelebileceksen hiç boşuna zahmet etme" diyor.
Bu saçmalık pratikte daha başka fiyaskolarla da desteklenmiş. Örneğin Melbourne'da randevusuna uyup sandığa koşan vatandaş, "randevu gününün değiştirildiğini" oraya gidince son dakikada öğrenmiş, oyunu kullanamadan evine dönmüş.
Ortalık yatışınca elbette bazı konsolos kelleleri gidecektir!
Gelişmiş ülkelere ve uygar kentlere yakışmıyorsan da sana daha uygun birtakım yerlere atanırsın, git mesela maaşını Burkina Fasso'dan al.
Emekli olunca gelir gene Anadolu Kulübü'nde briç oynarsın, merak etme.
Şu sandıklar, belli bir süre için, diyelim 1 Ağustos'tan 10 Ağustos'a kadar on gün boyunca niçin açık tutulamıyor?
Konsolosa mı güvenmiyorsunuz? Koskoca devlet memuru gece olunca sandığı açıp oyları mı değiştirecek?
Güvenmediğiniz adamı ya da kadını niçin oraya gönderiyorsunuz?
Peki öyleyse gümrük kapılarındaki görevlilere nasıl güveniyorsunuz? Havaalanlarında ve karayolu kapılarında sandık günlerce açık! O nasıl oluyor?
Madem bu iş bu kadar zor, niçin yurt dışı oy verme işlemini de yurt içi gibi tek güne, yurt içiyle aynı güne, bu durumda 10 Ağustos Pazar gününe bağlamıyorsunuz? Tatil günüdür, çalıştığı yerden izin alma derdi de yok, oyunu kullanmak isteyen gelir konsolosluğa kullanır.
Sonuçlar da pazar akşamı bilgisayara girilir, Türkiye'yle aynı saatlerde iş biter.
Bu randevu sistemi denilen saçmalık önümüzdeki genel seçime kadar mutlaka değiştirilecek, bürokrasinin "beğenmediği adaylara oy verilmesini engelleme" tuzaklarının da önüne geçilecektir.
Ben asıl "kelleleri" merak ederim. Konsolos düzeyinde mi kalır, yükseklere de sıçrar mı?