Raymond Chandler'i okudunuz mu? Amerikan detektif romanları edebiyatının "klasik" sayılan babası (bir diğeri de Dashiell Hammett), ünlü hafiye Philip Marlowe'un yaratıcısıdır.
İşte bu Chandler'in çok sevdiğim bir lafı var: "Hiçbir yazar herkesi memnun edemez, hiçbir yazar buna kalkışmamalıdır."
Öyle ya, birşeyleri eleştirsen iktidar bozulur, övsen de muhalefet...
Şimdi "eğitim sorununu" yazmaya kalkan ne halt etsin mesela?
Halk cahil, eğitim şart ya... Kemalist rejim halkı ne güzel eğitmişse, doksanıncı yılda halk gene de cahil! Bir eğitilse oyunu koşa koşa CHP'ye verecek ama eğitilmiyor ki...
"İktidar sizdeydi, niçin eğitmediniz" sorusuna cevap veremiyorlar, papağan gibi tekrarlıyorlar, halk cahil, eğitim şart.
Şimdi, on iki yıllık AKP deneyiminden sonra, Kemalistler kafayı her zaman olduğu gibi gene Kuran Kursları'na takmışlar.
Bu kurslara katılmada yaş sınırlaması kaldırılmış. Oysa 28 Şubat rejiminin "bin yıl sürecek" sanılan atılımlarından biriydi!
Ne garip, bu "bin yıl" sloganı aslında Alman Nazi Partisi'ne aitti... "Bin yıllık yeni nizam"... O zamanlar "düzen" kelimesi henüz icat edilmemişti, "nizam" deniyordu...
O nizam on iki yıl sürdü, bizimkilerin nizamı da beş yıl.
Arapça dersi zorunlu kılınmış bu kurslarda... Arap ülkeleriyle iş yapacak herkes, işadamından gizli servisine kadar "aman bize Arapça bilen eleman" diye kıvranır, bizim muhalefet Arapça'ya gıcık kapar. Çocuk Kuran okuyacak ama Arapça bilmeyecek. (Okumasın diyecekler de dilleri varmıyor.)
Türban serbest bırakılmış... Atatürk ilkeleri dersi kaldırılmış...
Böylece memlekete şeriat gelmiş de farkına varmamışız.
İyi ya, 10 Ağustos'ta siz de oyunuzu Arapça ve Farsça bilen ama İstiklal Marşı'nı bilmeyen, El Ezher'den doktoralı, Ayn Şems Üniversitesi'nin eski öğretim üyelerinden bir "laik" adaya verirsiniz, memleketi kurtarırsınız!
Bakalım başbakan da ne diyor eğitim konusunda:
"Eğitim bütçesini 12 yılda tam 7 kat arttırdık, 11 yıldır ders kitapları ücretsiz, öğretmen maaşları yüzde 317 oranında arttırıldı, 400 binden fazla yeni kadrolu öğretmen ataması yapıldı, yükseköğretimin burs ve kredileri yüzde 478 oranında yükseltildi, modern okullar inşa edildi, 205 bin yeni derslik yapıldı, ücretsiz tablet bilgisayar dağıtımı başlatıldı, 30 bin bilişim sınıfı kuruldu, yükseköğretim bütçesi 8 kat arttırıldı, üniversitesiz il kalmadı, harçlar kaldırıldı, otel konforunda yeni yurtlar yapıldı" diyor. Gazeteye ilan vermiş.
Acaba başbakan yalan mı söylüyor? Yalansa muhalefet yalanlasın.
Bir muhalif gazetenin yöneticisi o tablet bilgisayarlara da karşı çıkmıştı, başbakana çamur atacak ya, atacak başka çamur bulamamış, "tablet zararlı ışınlar yayıyor, çocukların sağlığını tehlikeye atıyor" demişti.
O gazetede, külüstür linotipten ofset baskıya geçiş, yani yeni teknolojiye uyum sağlama konusunda da hır çıkmıştı. İlericiler, teknolojik atılım istemiyorlardı! Daha sonra bir televizyon kanalı kurmaya kalktılar fakat "özel televizyona karşı" oldukları için aralarında gene hır çıktı, bundan da vazgeçtiler. Eğitim şart da zekâ şart değil mi?