Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Bacılar "pis burjuva karılarına" karşı

Evid-Sen diye bir sendika varmış, "Ev İşçileri Dayanışma Sendikası"...
Taksim meydan muharebesine katıldı mı, bilmiyorum.
Ev işçisi dedikleri, kibarca "yardımcı kadın" tabir edilen temizlikçi, eski deyimle hizmetçi.
İstanbul Valiliği bu sendikayı kapattırmak için dava açmış, "işkolu" sayılmadığı gerekçesiyle. Mahkeme sendikayı kapatmış.
Yargıtay bu kararı bozmuş ama davayı iş mahkemesinden alıp asliye hukuk mahkemesine vermiş.
Uzatmayalım, hem valilik hem mahkeme hem de temyiz, "bunlar işçi değildir, aile ekonomisine katkı için geçici işlerle uğraşıyorlar, dolayısıyla sendika da kuramazlar" diyor...
Bunlar işçi midirler?
Elbette işçidirler, emekleriyle çalışıyorlar.
Ter döküyorlar.
Fakat biraz tuhaf bir işçi türü...
Ortada kayıt kuyut yok. Bir tek kuruş vergi yok. Tabii, sigorta da yok.
Bu işçilik "kara işçilik", kazanılan para da kara para. Günde yüz liradan ayda en az iki bin lira, vergisiz mergisiz net iki bin.
Tabii ki hakları verilsin. Grev bile yapabilsinler.
Ama "zapt-ü rapt" altına girecekler...
Sendikaya üye olacaklarsa iş sözleşmesine ve bordroya tabi tutulacaklar... Temizlik yaptıran ev hanımı kendilerine ücret ödediğinde makbuz kesecekler!
Sonra da hem sigorta primi hem de vergi ödeyecekler. Ayda net iki bin lira kaça düşecek?
Evin hanımı onlar adına yatıracak hem primi hem vergiyi. Böylece sıradan bir ev kadını da "işveren" statüsüne geçecek.
"Beyana tabi" vergi mükellefi olamazlar, çünkü o zaman işçi sıfatı ortadan kalkar, "küçük esnaf" tanımına girerler.
Defter tutmaları gerekir.
Kabul ediyorlar mı?
Nah ederler.
Bunlar aranınca nereden bulunacaklar?
Bir merkezleri, kahvehaneleri mi olacak, bir havuz mu oluşturacaklar da ev hanımı oradan "inşaata amele toplar gibi" kadın seçecek?
Hangi kapıcı, evlere temizliğe gönderdiği eşini kayıt kuyut altına, vergi cenderesine sokmaya razıdır? Bulanık suda balık avlamaya alışmış Türk lumpeni hangi sıkıya gelebilir? "Tüpgaz değiştiricileri sendikası", "çakmaklara gaz doldurucular sendikası", "nohutlu pilav satıcıları sendikası" kurabiliyor musunuz?
Peki, "gizli rekabeti" nasıl önleyeceksiniz?
Önceleri Filipinli, şimdilerde Gürcü kadınların temizlik piyasası rekabetini?
Kaçak çalışan ve fiyat kıran yabancıları?
Haa, demek ki, "sizi sömüren pis burjuva karılarına karşı örgütlenin emekçi bacılar" demekle iş bitmiyor.
Bitmediği gibi, başlamıyor bile.
Gecekondulardan devrim kıvılcımının parlamadığı gibi. Polise taş atıp gaz yemekle hiçbir yere varılamadığı gibi. "Lumpenproletaryadan" işçi çıkmayacağı gibi.
Alışveriş merkezleri açılmasın demekle kapitalizmin temeline su kaçırılamayacağı gibi.
Hani, "Kürt olsun ama Kürtçe konuşamasın" demekle de oy yerine ancak kol saati toplanabileceği gibi, Sayın Kılıçdaroğlu...
Solcu geçinenlere akıl fikir, bacılara da tatlı kazançlar dilerim. Bazıları evden deterjan araklamasınlar, bizim hanım zam taleplerini de kabul edecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA