Orduspor-Galatasaray maçının yorumunu yapacak değilim, konumuz Türk ordusu.
"Türkiye ordusu" değil, adı üstünde "Türk ordusu", onun için de liberal aydınların kullandıkları anlamda "kurtulmaz"...
Yani, militarizmden kurtulmaz. (Basının postal yalayıcıları "militarizme karşı olmak" ile "ordu karşıtı olmak" arasındaki farkı anlayabilmiş değillerdir.)
Türk ordusu, sivil siyasi otoriteye "tam teslim olacak" bir ordu değildir, geleneğinde yoktur, yüzlerce yıldır da olmamıştır. Postalcı gazeteciler Erol Paşa'ya boşuna küfür ediyorlar, ettikleri ayıp kendi boyunlarına asılı kalıyor.
Peki darbecilikten kurtulur mu?
Darbecilere yapıştırılan ağır cezalar değildir caydırıcı olan... Şartlardır... Darbe özleyenler yokolmazlar, "sütre gerisine" yatıp beklerler.
Ekonomi tıkırında gittiği, sivil siyasi otoritenin arkasında önemli bir halk desteği bulunduğu ve dış güçler Türkiye'yi karıştırmaya karar vermedikleri sürece, hiçbir şey yapamazlar. (İran, Suriye ve İsrail karıştırmaya çalışıyorlar çalışmasına da, güçleri ancak bu kadarcığına yetiyor.)
Fakat "şartlar olgunlaşırsa" darbe meraklıları hemen kafalarını kaldırırlar. Basında bu fikre köpeklik edecek kişi her zaman bol bol bulunacaktır.
Peki bu eğilim nasıl önlenebilir?
Önlenemez.
Bu eğilimin tersine çevirilebilmesi için, önce cumhuriyet ordusunun kendi kuruluş felsefesini inkar etmesi gerekir. Yani, devletin asıl sahibi olduğu fikrinden vazgeçmesi... Görevinin "anayasayı kollamak ve sınırları korumak" olduğu fikrini hazmedebilmesi... Sivillerden "daha üstün" olduğu saplantısından kurtulması...
Bunu sağlayabilmek için de bütün bir zihniyeti, bütün eğitim sistemini değiştireceksiniz ve en az üç asker kuşağı boyunca bekleyeceksiniz! (İngiliz çimi yetiştirmeye özenen bedevilere, İngilizler'in "yılda üç yüz gün sulayacaksınız ve altı yüz yıl bekleyeceksiniz" demelerine benzedi...)
Bu eğitimi kim verecek? "Namaz kılan" üç beş subay mı?
Bu konuyu kendileriyle tartıştığım bazı liberal arkadaşlar, "ordunun, askerlikten iyi anlayan sivil uzmanların denetimine verilmesi" gerektiğini söylüyorlar. Böyle toplam kaç eleman vardır?
Ordunun gerek askeri okullarda gerekse acemi erat eğitiminde bile temel eğitim felsefesi olan "Kemalist beyin yıkama" sürecini hangi babayiğit ortadan kaldıracaktır?
Liberaller bu işi çok kolay sanıyorlar ve yapmadığı için de Recep Tayyip Erdoğan'a kızıyorlar.
Üstelik, "PKK ile mücadelede ve muhtemel bir dış çatışmada ihtiyacı olduğu ve olacağı için orduyla iyi geçinmeye çalışmakla ve üstüne fazla gitmemekle" suçluyorlar başbakanı...
Ezcümle: Ordu değişir mi? Elcevap: Değişmez. Bir daha darbe olur mu? Yanıt: Koşullar uygunsa, olur.
Haaa, o zaman, o koşulları oluşturmamaya bakacaksın, oluşturmaya kalkanı da en başından tepeleyeceksin.
Örnek için uzağa gitmeye hacet yok: Cuntanın yıkılmasından sonra otuz sekiz yıl boyunca süt dökmüş kediye dönen Yunan ordusu, ekonomi batınca hemen başını kaldırdı. Gerçi sivil yönetim ordunun en üst kademesini hemen tasfiye ederek günü kurtarmış oldu ama yarın işler daha da sarpa sarınca Yunan ordusu ne demokrasi dinler ne de Avrupa Birliği...