Bunu henüz yazamıyorlar, zamanını kolluyorlar.
Gelişmeleri bekliyorlar, belki Osman ağabeylerinin işaret ettiği "hikâye" böyle şekillenir!
Gürsel Tekin de bekliyor, "kitlesi" arkasında mı, bakıyor...
Mustafa Sarıgül de bekliyor, acaba Kılıçdaroğlu'nu ikna edip CHP'ye dönebilir mi, yoksa yeni parti mi kursun?
Geçen seçim öncesi sergilediği skandaldan sonra yeni parti kurmak artık çok zor. Taraftarlarından çok küfür yedi.
Öyleyse, belediyeye mi razı olmalı? Belediyede para var, ötekinde şan şeref. (Kazanmak şartıyla.)
Keşke Fransa'daki gibi bu ülkede de hem belediye reisi hem mebus hem de parti sekreteri olunabilseydi yahu...
Basın amigoları da beklemedeler, "bu Kılıçdaroğlu'yla da bu iş yürümez" kampanyasını açabilmek için önlerinde daha aylarca zaman var...
Bunun ön adımlarını attılar, okuyucu nezdinde nabız yoklamasını yaptılar ama henüz erken olduğunu da anladılar, sustular.
Öte yandan, eski genelkurmay başkanlarına hiç ağzını açamayan Kılıçdaroğlu, yeni başkana arslan kesildi. Genelkurmay öyle her canı sıkılınca bildiri yayınlayamazmış, yayınlarsa artık bundan sonra karşısında CHP'yi bulurmuş!...
Vallahi bekliyoruz, Sarıgül başkan, Tekin başbakan...
Başkanlık ya da yarı-başkanlık sisteminde... Ama "tek adam yönetimine" yol açarmış... Açsın, "onların kafasına göre" bir tek adam fena mı olur yani? Tek adam yönetimi, o adam bize uymazsa kötüdür, uyarsa mesele yoktur.
Hani yakın tarihimizde çok görkemli örnekleri var da, o bakımdan söyledim...
Sarıgül hem İnönü'nün bilmemnesiyle hem de Özal'ın bilmemnesini birleştirecekmiş, işte size aranan ama bir türlü bulunamayan hikaye!
Hayal kırıklıklarının çocuğu Ulagay da oturur, sonra "Sarıgül'ü Aşmak İçin" diye bir kitap daha yazar artık.
Ama bu sefer alt başlığı "Engin'in yazdırdığı kitap" olsun, olmazsa vallahi burulurum.