Hemencecik tuzağa düşüveriyorlar, hemencecik... Bu "kırmızı şapkalı kız" refleksine de, karşılarına aldıkları usta "kurt" kıs kıs gülüyor.
Tuzağa, muhalefet etmeyi "lafa laf yetiştirmek" sandıkları için düşüyorlar. Tabii, yapabilecekleri başka bir şey olmadığı için de...
Amigo basın, serdedebileceği fikir olmadığı için onların bu çene çabalarına gereğinden fazla yer verip abartınca (sözkonusu basın "Kemalizm ile bulanık bir sosyaldemokrasi arasında" sıkıştı kaldı), hele elinde satacak başka mal olmadığı için çaresiz kalmış birtakım az izlenen haber kanalları bültenlerinde dakikalar ayırınca, tuttukları yolun doğru olduğu sanısına da kapılıyorlar.
Böylece içine düştükleri kısır döngü daha da derinleşiyor.
Şu siyasi zavallılığa bakın: "General Trikupis bile İnönü'yle bu kadar uğraşmamış"...
İstese de uğraşamazdı ki, başkomutanlığa yenilip esir düşmeden birkaç gün önce getirilmişti.
Üstelik bundan haberi de olmamıştı, başkomutan olduğunu bizden öğrendi! (Bu arada bazı muhalif basın ayıları da generalin isminin "Trikopis" değil "Trikupis" olduğunu öğrenecekler inşallah.)
Adaam sen de... Parvus Efendi'yi Türk büyüğü sanan siyasi zavallı mı tarih bilecek de Prens Andreas'ı, General Paraskevopoulos'u, General Hacıanestis'i tanıyacak?
Hayatında Paul Auster'in tek romanını okumamış kasaba politikacısı Amerikan edebiyatı uzmanı kesiliyor. Başbakanın "dindar nesiller yetişmesini isterim" şeklinde attığı oltaya "ben çocuğumu ateist yetiştireceğim" diye atlayan sazan, iktidara kaç puan kazandırdığının farkına varamıyor...
Kalıyor ucuz demagoji: "Bunlar Atatürk'ün gençliğe hitabesini kaldıracaklar!..."
Kimsenin bir şey kaldırdığı yok, çocuklara papağan gibi ezberletilmesinden vazgeçilecek.
Ucuzluk yoluna girince, arkadan "bunlar 19 Mayıs'ı da kaldırıyorlar" safsatası geliyor. Bayram koyan bayram kaldıran yok, faşist törenleri bitirildi.
O laf da gelir, "Damat Ferit'in izinden gidiyorlar" zırvasına dayanır. Çeşitlemesini de biz yapalım: Şeriatı getirecekler, Osmanlı İmparatorluğu'nu kuracaklar, ırzımıza geçecekler.
Eh, senin aldığın oy da yüzde 13'ten yüzde 11'e, berikinin oyu da yüzde 26'dan yüzde 21'e düşer koçum. Zaten "İnönü başımızın tacıdır" cümlesiyle kimlerden oy alabileceğiniz de bellidir.
"Biz iktidar olarak Sayın Kılıçdaroğlu'ndan çok memnunuz" cümlesinin dayanılmaz utancıyla da baş başa kalırsın.
Ama sen bunları durup düşünme, amigo basının "yüklendi, geçirdi, sert çıktı, haydi bastır" gibi yüreklendirmeleriyle avunmayı sürdür. Seni yoktan vareden de, şimdi bir yandan gözünü oymaya çalışan da aynı basın.
Böyle devam edin ki AKP'nin oyu da yüzde 54'e çıksın.
Adam sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor, farkında değilsiniz.
Haa bakınız, gerçek muhalefet, üniversiteden geçinmeli "liberal aydınlardan" geliyor: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kapatalım gitsin" diyorlar.
Katılmasak da, bu bir fikirdir. Ötekilerde fikir mi var?