Hangi holdingin hangi ticari kavgasında nasıl bir "piyon" olarak kullanıldığını farkedemeyip "solculuk ettiğini" sananlar, seçim sonucu ufukta göründükçe zavallı durumlara düşüyorlar...
Üfürdükleri Kılıçdaroğlu balonunun, umdukları oy oranına yükselmek şöyle dursun, ona yaklaşamayacağını anladılar.
Düzmece anketlerin kimseyi etkilemediğini de farkettiler. Halk yutmuyor, gülüp geçiyor.
Bu anketlerden bazıları "kör kör parmağım gözüne" düzeyinde öküzce düzenlenmişti.
Hükümete tarafsız görüntüsü altında çakmaya çalışanlar daha akıllıca bir yol da denediler: Geçen seçimin sonucunu olduğu gibi yeni anket kisvesiyle yayınlayıp şişi de kebabı da yakmadan kazıklarını atmaya kalktılar. Bunu da kimse ciddiye almadı.
Çevirmeye çalıştıkları "siyasi kombinasyonlar" da tutmadı: Ölüsünü sürükleyen "eski partilerden" (DYP, ANAP, şu bu) onlara hiçbir hayır yok, birleşseler de yok, ayrılsalar da yok.
CHP içine "ankastre ettikleri" birtakım sağcılar da (Demirel'in adamları, Ergenekon zanlıları, postal düşkünleri) ancak bu partinin kendi içinde iktidara oynayabilecekler, yani ülkeyi değil ancak ana muhalefeti yönetmeye talip olabilecekler, bunu da seziyorlar...
Peki ne halt edecekler?
Küfür etme yolunu deneyenler var, hep de olmuştu. Ancak bu yol yalnızca yürek soğutmaya yarıyor, adamlarını iktidara getirmeye değil!
Bize bulaşmayı da denemişlerdi, istediklerinin tam tersini elde ettiler. (İtin biri benim için "kovun bunu" demişti, sağolsun, maaşım zam gördü.)
Zavallılığın iki boyutu var artık. Bir: Temenni.
"Hani içimden bir ses bu seçimde bir sürpriz olacağını söylüyor, hele durun bakalım..." gibilerden çok "bilimsel" tahliller...
İkincisi de, çarçurdan medet ummak.
Örneğin, namlı bir faşisti kodesten kurtarmak için "sesini duyun" diye yazı yazmak.
Duyun tabii. Adolf Hitler'in "Kavgam" adlı ölümsüz eserini(!) de okuyun, o da bir sestir. Karga sesine benzer ama olsun, sestir işte.
Bir komünist kızcağızın ekran hevesini "gençlik ne diyor" diye pazarlamak örneğin...
Yüzde bir oy alacağı şüpheli birtakım adamcağızların gereksiz görüşlerine yer vermek örneğin (demokrasi var ya efendim)...
Yaptıkları, kâğıt ve mürekkep ziyanlığıdır. Kendi mezarlıklarından geçerken ıslık çalıyorlar.
Sonbahardan başlayarak, bu çok ilerici, çok demokrat, çok solcu arslanların takınacakları tutucu tavırları da ibretle izleyeceğiz.
Pantalon uyduramadık gömlek verelim felsefesiyle, "iktidarda kalmalarını önleyemedik, bari anayasa yapmalarını önleyelim" çabası bakalım onları daha nerelere düşürecek?
Naçizane tavsiyem, yeni Türkiye'de kendilerine Bodrum'da bar açmak, patlıcan sulamak, tavuk yetiştirmek gibi yeni uğraşlar aramalarıdır.
Herkes eninde sonunda layığını bulur çünkü.