Allah kimseyi Aydın Doğan ve/veya Zafer Mutlu'ya uşaklık etmek zorunda bırakmasın.
Ya bizim "hükümetten talimat aldığımız" iftirasını utanmadan ortaya atacak kadar köpekleşmek zorunda kalırlar...
Ya da "halkımız aç, sefil, memleket battı batıyor" şeklinde yalan yazmak zorunda!
Yıllardır yaptıkları derin analizler, "bunun böyle sürmeyeceği" şeklindeydi. "Bunlar" yol yordam bilmez Anadolu köylüleriydi ya (bunlara oy verenler de kıllı ve kısa bacaklı ayılar), ekonomi mutlaka çökerdi...
"Bunlar paradan sıfır mıfır atamazlar" yazıp sonradan özür dilemek zorunda kalanlar bile görülmüştü.
IMF'ye muhtaçtık, döviz fırlayacaktı, sıcak para kaçacaktı (tam tersine, hükümet şimdi "sıcak para girişini sınırlamak" üzere önlemler alıyor, fazlasını istemiyor yani!)
Bunun böyle gidemeyeceği yorumunu yapanlar, gizlice "ekonomi batsın, yeter ki hükümet gitsin" özlemini çekenlerdi. Ne ki, daha ahmak olan bazı bürokratlar bunu açık açık söylüyorlar, daha çakal olan kimileri de bu gizli özlemi satır aralarına yayıyorlardı. (Bürokratlar arasında "dolar dediğin nedir ki, yeşil bir kâğıt parçası, basarız basarız gider" diyenler bile görülmüştü. Türkiye'yi onlardan Allah mı korudu, demokrasi mi?)
Şimdi, gelen haberler üzerine kimisi sağ kulağının üstüne yatıyor, kimisi de büyük bir pişkinlikle, sanki o tahlilleri yapmış olan kendisi değilmiş gibi, ekonomik duruma övgüler düzüyor.
Öyle ya da böyle, enflasyon son kırk beş yılın en düşük düzeyinde, yüzde 5 falan. (Bu oranı son gördüğümde lise öğrencisiydim, Demirel'in birinci hükümeti döneminde.)
Öyle ya da böyle, ekonomik büyüme beklentisi yüzde 6.8 olarak açıklanmıştı, yüzde 8.8 çıktı!
Bu oran ancak Çin'de görülüyor, başka hiçbir ülkede yok.
Yunanlı komşularımız Türkiye'de iş arıyorlar ve bataktan çıkmak için Türkiye'yle bir "konfederasyon kurmayı" bile tartışmaya başladılar... (İyice batarlarsa "Osmanlı geri gelsin" de diyecekler mi acaba?
Kudüs belediye başkanı buna benzer birşeyler söylemişti de...)
"Bu böyle gitmez, üretimi arttırmak şart" yazan iktisat allameleri vardı...
Sanayi üretimindeki artış rekor düzeyde çıktı!
Hem aylık "bazda", hem yıllık düzeyde...
Onlar herhalde peynir üretimini falan kastetmişlerdi, ama sonuçta o da bir sanayi ürünüdür.
Uzun lafın kısası, memleket iyi durumdadır. Aha da yazdım sayın başbakanım, hediyemi isterim (!!!)
Bu ekonomik tabloyla, iktidar partisi bu seçimde de silindir gibi ezer geçer muhalefeti. Nakit olsun sayın başbakanım. Cebinizden çıkmasın, örtülü ödenekten de verebilirsiniz, hani Tansu Çiller gibi (!!!)
Basın hokkabazları, şimdi otursunlar da, seçimden sonra nasıl bir namussuzluk çevirip Kılıçdaroğlu'nu devireceklerini düşünsünler.
"Bu adamla da olmuyor" düşüncesine çoktan geldiler de, huylarıdır, açık açık yazamıyorlar.
Hepten rezil olmamak için "yavaş dönüş" şarttır, sindire sindire.
"Kankaları" Süheyl Batum kendi kendini yedi bitirdi. Görünürde başka da aday yok. Deniz Baykal'ın ya da Önder Sav'ın geri gelmeleri çok zor.
Ne yani, dön dolaş Mustafa Sarıgül mü? Daha yaratıcı olmalarını beklerdik...
Vallahi benim aklıma da Zülfü Livaneli geliyor.
İyi de, Kılıçdaroğlu'ndan "kaset bile" çıkmaz ki yahu, nasıl devireceksiniz?
Dinç Bilgin'i devirmek kadar kolay olmayacak bu iş.