Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Hem ağlarız hem gideriz

İlk emekli maaşımı postaneden almıştım, kuyrukta bir buçuk saat bekledim.
Hem yoruldum sıkıldım, hem de bundan "gizli bir zevk" duydum.
Çünkü diğer moruklarla "emekli geyiği" yaptım.
Sen "kaçın kaçından" emeklisin, senin torun okula gidiyor mu, çok zeki ama çok tembel kerata, kızı evlendirdin mi, benim damat hayırsız çıktı, falan filan...
Yeniyetme gençlerin ilk sigara içtiklerinde duydukları "artık ben de büyüdüm" gibilerden tuhaf bir duyguydu bu.
Hayır, yanımda eşim de olduğu için bazı geçkin bayanlarla "göz zinası" yapamadım maalesef.
Fakat ikinci maaşı "bankaya" çevirdim, o günden beri de, yıllardır "kartla" çekiyorum emekli aylıklarımı, rahat ettim. (Emekli aylığı ölü eşek ücreti tabii, laf olsun diye alıyoruz, sigara parasını karşılıyor, biz çalışarak öleceğiz.)
Hatırlayacağınız gibi bu emekli aylıkları yıllardır sorun olmuştur. "Miktar" açısından olduğu kadar, "zahmet" açısından da...
Gazetelerde hep maaş kuyruğunda tık diye kalan Ayşe Teyze'lerin, Alaattin Amca'ların haberleri yayınlanır. Ve de hükümetlere çatmak için bahane bulunur, bu ne rezalettir, bu insanlara yazık değil midir, falan filan.
"Kartla çekmek" ne yazık ki esaslı bir çözüm olamamıştır. Emeklilerin büyük çoğunluğu banka kartı kullanmak yerine ille de kuyruklarda beklemeyi tercih etmektedirler. (ATM kuyruğunu hiç saymıyoruz ayrıca.)
Bazılarının "aklı ermediği" için... Hangi tuşa nasıl basılacak, sonra ne yapılacak, "şifre girmek" de ne ola ki, bu yaşımızda casusçuluk mu oynuyoruz?
Kimisi, arkasında bekleyen bir genç parasını elinden alıverecek diye korkar...
Ama asıl sorun, maaş kuyruklarının emekliler için çok önemli bir "sosyalleşme ortamı" oluşturmalarıdır!
Emekli orada sohbet eder, şundan bundan yakınır, onu bunu çekiştirir, hem vakit geçirir hem akranlarıyla görüşür.
Hükümetten yakınır, hayat pahalılığından yakınır, gelininden, damadından, komşusundan yakınır. Böylece hem maaşını alır hem de bir boşalma, rahatlama, arınma, bir "katharsis" yaşar...
Kocası ölmüş Ayşe Teyze ile karısı kaçmış Alaattin Amca arasında kuyrukta bir yakınlaşma ve yeni bir "izdivaç vesilesi" de doğabilir böylelikle ha, bunu da yabana atmayınız.
Bu insanlar okula mı gidiyorlar da kantinde "karşı cinsle" tanışacaklar görüşecekler? Bara mı takılıyorlar da serüvenler yaşayacaklar?
Canım hiç olmazsa evden çıkıp hava almak için bir fırsattır... İnsana yıllardır unutmuş olduğu "işe gitmek" duygusunu da hatırlatır...
Hem de unutmayalım, sonuçta yurdum insanı "sado-mazodur" abiler.
Hem sıkıntı çekecek, hem ilenecek ama çekmeye de devam edecek. Bunu severiz.
Örneğin bendeniz aşağı yukarı 1955 yılından beri "her şeyin ateş pahası" olduğunu duyarım anamdan.
Şimdi yeni bir numara bulunmuş, maaşlar eve, ayağımıza gelecekmiş...
Biz dediğim, biz dokuz küsur milyon emekli...
Eskiden belli bir yaşın üstündekilere (altmış beş ve yukarısı) gösteriliyordu bu kolaylık, şimdi artık isteyen her emekli eve getirtebilecek. Ama maaşı bankadan yeniden postaneye "çevirmek" şart. Postacı getirecek. (Benim için hava hoş. Maaş öyle gülünç ki, hiç getirmeseler ne yazar?)
Emekliler rahat edecekler.
Ama acaba mutlu olacaklar mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA