İç ve dış düşmanlara karşı uygulanacak kurtarıcı senaryoya göre, bazı yabancıların bankalardaki hesapları dondurulacak, bazı paralara da el konulacak...
Tamam, bunu öğrendik, darbe planı da olsa, tatbikat programı da olsa, bu böyle.
İster ciddi bir eylem planı, ister "tırışkadan nağmeler" olsun, bu ciddi ciddi düşünülmüş. Yalanlayan yok.
Bakalım daha başka ne gibi "ekonomik inciler" varmış bu hayal ürününde?
Banka genel müdürlüklerine muvazzaf ya da emekli subaylar atanacak... (Hiç olmazsa "levazım" sınıfından olmalarına özen gösterilecek mi, öğrenemedik.)
Bankacılık işlemleri, ikinci bir emre kadar, geçici olarak durdurulacak... Buna da yabancı değiliz: İç ve dış düşmanlara karşı genellikle perşembeyi cumaya bağlayan gece eyleme geçildiğinden, cuma günü "zaten" sokağa çıkma yasağı vardır ama cumartesi ve pazar da bankalar kapalı kalacağından, pazartesi sabahı ortalık çoktan mayna olmuştur, bankaların açılmasında bir sakınca bulunmaz.
İslami sermaye kaynaklarına el konulacak... Katolik ve Ortodoks sermayeye hiç mi hiç geçit yok da, Yahudi sermayesi nereye sokulacak?
Yanıt geliyor: Azınlıklara ait şirketlerin banka hesaplarına da el konulacak! (Ayrıca Varlık Vergisi salmak gibi dolambaçlı yollara hiç gerek yok, o geçmişte kaldı, şimdi artık doğrudan müdahale.)
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na askeri personel atanacak ve ikinci bir emre kadar borsa da kapatılacak (ki, "milli" şirketlerin hisseleri de taban yapsın, hep birlikte batalım.)
Borsada işlem gören şirket hisselerinden "yabancıların elinde olanlarına" da el konulacak. Hiçbir şirketin hiçbir yabancı ortağı kalmayacak.
Döviz giriş ve çıkışları kontrol altına alınacak. (Yok artık öyle dövizi cebine koyup Avrupa'lara falan gitmek... Tatil yapacaksan Antalya ne güne duruyor?)
İç ve dış borçların faizleri silinecek, anaparaların ödenmesi de ertelenecek. (Yırttık, benim banka hiç boşuna "ekstre" falan göndermesin, ödemem!)
Daha sonra, yurt içi ve yurt dışı borçların ödenmesi için "para basımı" yoluna gidilecek... (Böylece bir dolar yirmi lira, bir avro kırk beş lira olacak ama zarar yok, çünkü kimsenin cebinde ya da hesabında döviz bulunmayacak. Peki ya maliyetler ve fiyatlar mı? Eh, o da "sivillerin" sorunu...)
Özelleştirilmiş olan KİT'ler yeniden devletleştirilecek. (Mis gibi Tekel birasını özlemiştik.)
Gerek duyulduğu takdirde, özel sektörün de yüzde 40'ına el konulacak! Bedeli de "sonradan" ödenmek üzere...
İran ve Arap ülkeleriyle ekonomik ilişkiler "sonlandırılacak"... Evet, ekonomik program özetle bu. Daha başka ayrıntılar da var da, anahatları böyle.
Yok, küfür etmeyeceğim.
Bir tek şey isteyeceğim: TÜSİAD'ın çiçeği burnunda başkanı Ümit Boyner ağzını açsın da bu programa iki laf etsin!
Emekli Ayşe Teyze sivri kazığı göremediği için belki "bizimkiler geldi" diye sevinir de, asıl "burjuvazi" buna ne diyor, öğrenelim.