Temcit pilavı kaldırılmıştı, şimdi yeniden koyuluyor. Daha çok da su kaldıracağı bellidir: Yeni bir sol parti kuruluyormuş...
Bu pilav hep su çekmiştir ama pirinci sağlamdır, çeke çeke bir türlü dibi tutmamış, kıtır olmamıştır...
Ateş mi fazla kısık, tencerenin üstüne kapatılan havlu mu kalın, anlayamadık. Pilav hep iftardan sahura kalıyor ama arkadaşların orucu bitmiyor bir türlü.
Kaçıncı bu?
Efendim bu sefer "akademisyenler" kuruyorlarmış... Yürümeyeceği daha buradan belli ama biz "irdeleyelim" de bugünkü yazıyı savuşturalım. Ahmet İnsel varmış, Fuat Keyman varmış, Mithat Sancar varmış, Erol Katırcıoğlu varmış, Ufuk Uras varmış... (Halk, Ufuk'tan başkasını tanımaz. Ufuk da seçimi sol desteğiyle değil, Kürt desteğiyle kazandı. Her Kürt'ün ille solcu olması gerekmiyor. İstanbul'un karşı yakasında, Baskın Oran hiçbir varlık gösteremedi. Ne yani, solcular Kadıköy ilçesine mi toplaşmışlardı?)
Esas olarak "CHP'den umudunu kesen Alevi vatandaşlara" güveniliyormuş...
Arkadan da elbette, bu tür bildirilerde ya da temenni listelerinde hep papağan gibi tekrar tekrar geçen "malum" dayanak noktaları: Sendikalar, sivil toplum örgütleri, kadın ve gençlik temsilcileri, genç yönetici ve akademisyenler, bilmemne "platformları", salla salla gitsin... Bir başlayınca makineli tüfek gibi sıralarsın.
"Yeni bir parti lazım" fikrine kafasını çok yatırmış olan bazı gazeteci arkadaşlar gene heyecanlanmışlar bunun üzerine...
Ufukta gene derin bir hayal kırıklığı onları bekliyor. Ama "inkisara" uğramak onların yaşama biçimidir. Garip bir "mazoşizm" içinde hep üzülürler, gene üzülürler.
"Yeni bir sol parti lazım olduğu" fikrini birkaç gazeteci ve birkaç "eski solcu akademisyenden" başka besleyip büyüten yok.
Toplumda dipten gelen bir sol dalga hiç arama...
Sol parti, birkaç huysuz öğretim üyesiyle kurulur kurulmasına da, irili ufaklı diğer sol partiler ne olabildilerse o da o kadar olur: Siyaset dükkânında tabela süsü, süpermarket rafında çeşit.
"CHP'den umudunu kesen Alevi vatandaşlar" sanıldığı kadar çok değildir. (Medyada yaygara koparıldığı için çokmuş gibi görünüyor.) Kaldı ki, bütün Tunceli'den (ya da doğru adıyla Dersim'den) tulum çıkarsan, iki koltuk kazanırsın. (Kamer Genç'in de senin partine gireceğini varsaydık.) Kalır geriye, beş yüz kırk sekiz koltuk.
Bir zamanların Türkiye Birlik Partisi kadar bile varlık gösteremezsin.
Diyelim ki SHP falan da sana katıldı, genelde kaç oy toplayacağını sanıyorsun?
DTP'den oy "apartabileceğini" mi sanıyorsun yoksa?
"Kemalist olmayan" yeni bir sol partiye elbette ihtiyaç var da var olmasına, bu konu verse verse "teorik" bir "spekülasyon" lezzeti veriyor... Bunun "anlamlı" bir güç kazanabileceğine ilişkin hiçbir işaret yok.
Mustafa Sarıgül'ün "müstakbel" partisine, yani "sağ sosyaldemokratlara" da, "şöyle yüzde 7 falan çekse de CHP'yi azıcık kırsa" beklentisiyle bakılıyor, o kadar...
Sol, hiçbir seçimde yüzde 3 limitini geçemedi... Bırakın barajı marajı...
Altmışlı yıllarda, "konjonktürün" en uygun olduğu, hem dünyada hem ülkemizde sol "rüzgârların" estiği, ne rüzgârı, fırtınaların koptuğu dönemde başaramayan, ikibinli yıllarda ne yapacak?
Hiçbir şey yapamayacak ama kendilerine teşekkür ederiz, bak gene köşe doldu, iş biter, Engin kahvesini içer.