Belediye seçimleri artık iyice gerilerde kaldı, AKP'nin büyük bir hezimete uğrayıp mahvolduğu, öldüğü, bittiği(!) Aydın Doğan'ın adamları tarafından keyifle saptandı ya (iktidar açı tavuklar kendilerini arpa ambarında sanıyorlar), şimdi sırada anayasa değişikliği var...
Gene epey gürültü kopacak, gene iftira ve "istiskal" havada uçuşacak.
Kısaca ve kabaca "liberal aydınlar" diye tanımlanan ve kendilerine her türlü hakareti yağdırmanın "mubah" sayıldığı bir grup var... Bunlar esas olarak üniversite hocaları, kimileri de gazeteci. Kimileri hem öyle hem böyle.
Hükümet bu "anayasa işine" girişmeden önce kendi fikirlerini açıklamaya başladılar. Elbette açıklayacaklar, işleri budur.
Hatırlarsınız, bu konu önceki yıl da tartışılmış, sonra şıp diye kesilmişti.
Bu aydınlar "sivil anayasa" istiyorlar, çünkü bugüne kadar bütün anayasalar, bürokrasi tarafından hazırlandı.
1921, değişikliklerle 1924, sonra 1961, değişikliklerle 1971, en son da 1982 anayasalarında halkın sözü yoktu. İlki hariç, halk bunları oylamak ve onaylamak durumunda bırakıldı.
O günlerin havası içinde onaylayacağı da belliydi. Örneğin, 1982 yılında "anayasaya hayır" propagandası yapmak suçtu ve yasaktı!
1961 ve 1982 anayasaları gerçi olağanüstü meclisler tarafından hazırlanmışlardı ama bunların ilki (Kurucu Meclis) CHP eğilimli bürokrat ve aydınlardan oluşan, cuntaya da göz kırpan bir meclisti, ikincisi (Danışma Meclisi) bizzat yeni bir cunta tarafından seçilerek atanmış bir emir kulları topluluğu...
Günümüzde sıfırdan, yepyeni bir anayasa hazırlamak olanağı var mıdır?
Yoktur.
Tasarlamaya ve yazmaya kalkan, Profesör Ergun Özbudun gibi hakarete uğrar. (Hocaya küfür eden Babıali ayakçılarından kaçı, eğer doğru dürüst mektep medrese görmek olanağı bulsaydı, hocadan geçer not alabilirdi, merak ederim...)
Yeni bir anayasa isteyenlerin önüne her türlü taş konacaktır.
Dolayısıyla, iktidar partisinin önümüzdeki haftalarda meclise getireceği taslak, yeni bir anayasa ya da esaslı bir "değişiklik" önerisi değil, ancak bir "rötuş" olabilecektir.
Onun da, "parti kapatmanın zorlaştırılması" falan gibi çok çok da önemli olmayan birtakım yeniliklerden ibaret kalacağı bellidir.
Kimileri de bu iş için yeni bir "kurucu meclis" toplanmasını istiyorlar.
Bu mümkün değildir.
Böyle bir meclisi seçebilecek ya da atayabilecek bir "merci" yoktur.
TBMM'nin dışında, hatta bu durumda üstünde, başka bir meclis toplamaya kalkmanın cezası yakın zamana kadar idamdı, idam.
TBMM'nin bizzat kendisi bile böyle bir meclis toplanmasına karar veremez. Böyle bir yetkisi yoktur.
Olmayacak dualara amin demekten vazgeçelim diyeceğim, vazgeçmeyecekler, biliyorum.
Yani bu pilav daha çok su kaldıracaktır.
Canım, bize de yazı konusu çıkar, fena mı?