Dün, "Tarhan Erdem ne diyor?" diye sormuştuk... Kendi araştırmasını yapmış tabii, Güneri Cıvaoğlu Milliyet'te yazdı...
Milliyet'in satış ve okur rakamları, SABAH'ın tamı tamına yarısıdır. Okuyucusu da genellikle CHP seçmeni ve emekli memurlardır. Oysa SABAH'ı her kesimden herkes okur. Erdem sonuçları asıl Radikal gazetesinde açıkladı, onun da okur sayısı bizim onda birimizden daha az... Dolayısıyla, böyle önemli bir konuda, az okunan gazetelerden "iktibas" yapmak ve haberi daha geniş kitlelere duyurmak da görevlerimiz arasında olmalıdır. Hiç gocunmadan aktarıyorum:
Tarhan Erdem'in yaptığı araştırmada elde ettiği sonuçlara göre, AKP, il genel seçiminde yüzde 47 oy alıyor... Yani, iki yıl öncesine göre bir şey değişmiyor.
Fakat belediye başkanları ve meclisleri seçiminde bu oran yüzde 44'e düşüyor... Üç puan... Önemli ama "yüzde kırklar bandında" kaldığınız sürece hiç de önemli sayılmaz. Üstelik bu Türkiye genelinde böyle. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirlerde AKP'nin oy oranı, bu sefer yüzde 48...
Şimdi de sıkı durun: Erdem, seçmene "bu seçim yerel değil de genel olsaydı kime oy verirdiniz" diye de sormuş...
AKP'ye yüzde 52 oy çıkmış!
Müthiş!
CHP yüzde 23, MHP yüzde 13... Orada da değişen önemli bir şey yok... Üst tarafını boşver zaten...
Demek ki "kriz mriz" hikâye...
Demek ki hırçınlıkla başlayıp açık saldırganlığa geçen "muhalif basın" sizi kötü kandırmış...
Elbette bu sonuçlar seçimin kendisi değil, seçime birkaç gün kala yapılan "nabız yoklaması" sonuçlarıdır.
Fakat Tarhan Erdem de şu anda "en güvenilir" araştırmacıdır.
Bu kez yanılmış da olabilir. Bir karşılaştırma amacıyla, bir başka araştırmacının, Adil Gür'ün ulaştığı bulguyu da zikredeyim:
Adil Gür'e göre, AKP önümüzdeki pazar günü yüzde 39.8, yani kabaca yüzde 40 oy alacak. Bunu da Vatan ve Taraf gazeteleri yayınladılar.
Erdem'in şirketi KONDA, Gür'ün şirketi A&G...
İki araştırma arasında uçurum var. Birinden biri kötü yanılıyor. Ali Şen'e göre iktidar yüzde kaç, muhalefet yüzde kaç alır, onu da bir zahmet Rahmi Turan'a soracaksınız!
İşin hoş yanı şu: Bir tahmin bir tek köşe yazarının iki sütun yazısında yer bulabiliyor da, öbür tahmin çığlık çığlığa " sürmanşet " veriliyor...
Ben de bunları "kayıt düşmek" amacıyla buraya aktardım, görevimiz tarihe kayıt düşmektir ya, not edelim, 30 Mart sabahı yataktan kalkınca suratların renklerini görelim.
Kalın kafalılar ve kötü niyetliler için de, yüz ellinci kere, kendi derdimizi yeniden anlatalım: "Seçimi AKP kazanacak" demek, "seçimi AKP'nin kazanmasını istiyorum" demek değildir.
"Keşke Atatürkçüler Atatürk adına şu hataları da yapmasalardı" demenin, "Atatürk düşmanlığı" olmadığı gibi.
Namuslu yazarlıktır, o kadar. Madalya istemem, zam da istemem, küfür etmeyin yeter.