Fikri Akyüz yazdı da öğrendim, Gani Müjde yeni bir film çekiyormuş ("Kahpe Bizans"ı beğenmemiş olduğum için beni hiç sevmez.)
Filmin adı, "Osmanlı Cumhuriyeti" ... Gene gırgır şamata...
Filmin çok çarpıcı, çok çok çarpıcı bir özelliği varmış: Atatürk, henüz kızkardeşi Makbule'yle birlikte çiftlikte karga kovalarken, ölüyor! Yıl 1888 falan...
Yani, tarihte Atatürk diye bir kimse olmuyor! Mustafa Kemal Paşa da olmuyor, Atatürk "küçük Mustafa" olarak, belki Zübeyde Hanım'ın küçük yaşta kaybettiği diğer çocukları Fatma, Ahmet, Ömer ve Naciye gibi geçip gidiyor ailenin özel tarihinden... (Atatürk'ün böyle kardeşleri olduğunu biliyor muydunuz?)
Gani Müjde, filmin adından da sezilebileceği gibi, "Atatürk'süz bir Türkiye nasıl olurdu" sorusuna yanıt aramış. Bu bir "politik fantezidir" . Bir kurgudur.
Fakat elbette kıyamet kopacaktır.
Kemalistler yeri göğü birbirine katacaklardır. Gani Müjde başına dert alacaktır. Nitekim, onu bunu "kazmalıkla" suçlayan Toktamış Ateş bozulmuş...
Oysa tam tersine, Müjde'yi kucaklayıp öpmeleri gerekir.
Kemalistler, artık bir zahmet, sanatta "ironi" diye bir kavram olduğunu, bazı şeyleri anlatmanın çok daha etkili yolunun "mefhum-u muhalif" yaratmaktan geçtiğini öğrenmelidirler.
Atatürk'ün olmadığı bir Türkiye filmi de yapılabilir, kurtuluş savaşımızda yenilmiş olduğumuz bir Türkiye filmi de, komünist Türkiye filmi de, şeriatçı Türkiye filmi de.
"Temelde" anlatılan önemlidir: Atatürk'süz bir Türkiye, bugün olduğundan daha geri, daha çapaçul gösteriliyorsa o film Atatürkçü bir filmdir.
Çok şükür, Atatürk'ün suretinin tıpkı peygamber efendimiz gibi "sinema filmlerinde gösterilemediği" günlerden geçtik, Atatürk'ün hiç olmamış olduğunu gösteren filmlerin yapılabildiği bugünlere geldik. Eskiden olsaydı, daha çekim aşamasında Gani Müjde kendini kodeste bulurdu.
10 Kasım yaklaşıyor, saat dokuzu beş geçe kalkıp saygı duruşunda bulunmayan, alçaktır.
Ama o gün karalar bağlayıp içki içmeyen, yüzü gülmeyen, kendini ağlamaya zorlayan da ahmaktır.
Çünkü "bizim zamanımızda" öyleydi, ilkokul öğrencisi bacak kadar çocuktum, 10 Kasım günü güldüğüm için ceza almıştım. Her öğrenci, yalnızca tören sırasında da değil, bütün gün boyu asık suratla dolaşmak ve hatta kendini ağlamaya zorlamakla yükümlüydü! Sinemalar tiyatrolar kapatılır, tıpkı seçim günleri gibi, gün boyunca içki satışı yasaklanırdı...
İşte böyle böyle soğuttunuz insanları Atatürk'ten, aptal herifler!
Türkiye epey ilerledi... Bazı Kemalistler de "adam olmak" yolunda ilerleyecekler...
Örneğin, "sinemada ya da televizyonda Atatürk'ü oynayacak oyuncunun içkisi, sigarası, kumarı, zamparalığı, gece hayatı olmamalı" gibi saçma düşüncelerden de kurtulacaklar.
Neyse, Gani Müjde'nin yeni filminde böyle bir sorun yok! Atatürk'ün çocukluğunu oynayan yavrumuzun kötü alışkanlıkları olacağını sanmıyoruz. Belki aşırı şeker ve çikolata, ya da hamburger yemek gibi "zaafları" bulunabilir.
Beni sevmese de, Gani Müjde'ye başarılar ve esenlikler dilerim.