Ardahan'ın Damal diye bir ilçesi varmış, benim haberim yoktu... Damal'ın da bir "geleneksel Atatürk gölgesi" varmış, onu da duymamıştım.
Bu gölge, her yıl yalnızca 15 Haziran ile 5 Temmuz günleri arasında ve o günlerde de yalnızca akşam saat beş ile altıyı on geçe arasında çıkarmış!
Prag'da, karlı kış günleri yalnızca Liliova Sokağı'nda gözlenen kesik başlı şövalyeyi bilirim de, kendi vatanımın öz değerinden habersiz kalmışım.
Karadağ diye bir dağ varmış, onun üstüne vururmuş Atatürk görüntüsü...
Bunun farkına ilk kez 1954 yılında varılmış. Gölgeyi ilk gören, Yukarı Gündeş köyünden Adıgüzel Kırmızıgül adında bir vatandaşımız. Mesleği çobanlık. Seçimde verdiği oy, Aysun Kayacı'nın oyuyla bir.
Gölgenin ilk fotoğrafını da Erdoğan Kumru çekmiş (neler öğrendim, işte size araştırmacı gazetecilik.)
O günden beri de her yıl törenlerle kutlanıyormuş bu olay. Şenliğin adı, "Atatürk'ün izinde ve gölgesinde"...
Yani muasır medeniyet seviyesinde gölge ibadeti.
Daha önce Atatürk siluetinin bulutlarda oluştuğu çok görülmüştü ama bu başka...
Bu yıl şenlik 5 Temmuz'da yapılacakmış ama siluet kendini geçen gün göstermiş... Vatandaşlar olayı davul ve zurna çalıp halay çekerek kutlamışlar. Çocuklar da "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganını atmışlar.
Şenliği düzenleyen belediye başkanı Gülcemal Fidan. Kendisi CHP'li.
Bu yıl şenliğe Genelkurmay Başkanı da çağrılıymış.
Kültür Bakanlığı'ndan da destek istemiş ama hiçbir yanıt alamamış.
Ben fotoğrafa baktım, evet, Atatürk'e benziyor. Ama herhangi bir ortayaşlı erkeğe de benziyor. Örneğin bana sorarsanız Atatürk'ten çok, "Ölümsüz Sevgili" filminde Beethoven'in sekreteri Schindler'i oynayan Jeroen Krabbe'ye benziyor. Merhum Ercüment Behzat Lav'ı da andırmıyor değil.
Zarar yok, bu da Loch Ness yaratığı ya da Van Gölü canavarı gibi bir yerel atraksiyon.
Şenliğin Damal ve Ardahan ekonomisine faydalı olmasını diler (iki yüz bin lira harcamışlar), o mutlu günde Oktay Ekşi, Hasan Pulur, İlhan Selçuk, Emin Çölaşan ve Hıncal Uluç gibi değerli ağabeylerimizi de Ardahan'ın Damal halkı arasında görmek isteriz...
Ancak benim umudum, ulu önderin gölgesinin, Ardahan'a gitmeden önce Basel'e uğraması ve önümüzdeki 25 Haziran akşamı Türkiye-Almanya maçında stadın tribünlerine vurmasıdır!
Almanlar dehşete kapılacaklardır.
Fakat daha önemlisi, başbakan da orada olacaktır ve Atatürk'ü görünce belki korkudan dudağı yarılıp hükümetin istifasını bile düşünebilecektir... Böylece parti kapatmaya da gerek kalmayacaktır.
İnanmadınız mı? Ne o, Nasreddin Hoca'nın kazanının doğurduğuna, Çekler'i 3-2, Hırvatlar'ı 4-2 yendiğimize inanıyorsunuz da buna mı inanmıyorsunuz?