ABD'deki siyasi sistem Türkiye'dekinden farklı... Hem de çok farklı. Mesela kısaca 'shutdown' adını verdikleri, bizim 'hükümet kepenk indirdi' dediğimiz federal bütçe krizi...
Başkan Obama hükümetine doğrudan bağlı olan iki buçuk milyon kadar memurdan 800 bini ücretsiz izne çıkarıldı.
Niye? Çünkü federal bütçe Cumhuriyetçilerin engellemesi yüzünden Kongre'den geçmedi. Bütçe onay almadığı için görevleri hayati olanlar hariç, diğer memurlar evine gönderildi. Bir Türk'ün havsalası böyle bir durumu almaz!
Dahası... Cumhuriyetçi Parti'nin bizdekine benzer bir başkanı yok. Yani Cumhuriyetçi direnç, bir liderden kaynaklanmıyor.
Sorunu, Tea Party (Çay Partisi) denilen politik hareket çıkarıyor. Çay Partisi takımı, Başkan Obama'nın muhtaç kesime sağlık sigortası getirmesine, vergileri artıracağı için fena halde karşı...
Sigorta çoktan yasalaştı. Ama Çay Partisi pes etmiyor. Kongre'deki adamları aracılığıyla diğer Cumhuriyetçi üyeleri gaza getirerek Başkan Obama'yı sıkıştırmaya çalışıyorlar. ("Madem sağlık sigortasını getirdin, biz de senin bütçeni geçirmiyoruz.")
Adeta cezaevi isyanı
Kriz nasıl çözülür? Ne yapmalı? Nereden başlamalı? Bunu bir FBI görevlisi olan Christopher Voss'a sormuşlar.
Niye ona? Çünkü Voss, bir arabulucu. Rehine vakası olduğunda zanlıyla o görüşüyor; arabulmaya, ikna etmeye çalışıyor.
Voss bütçe krizini cezaevi isyanına benzetiyor: "Çünkü burada da muhalefet (Cumhuriyetçiler) organize değil..."
"Böyle her kafadan bir ses çıktığı durumlarda, en doğru hamle; karşı tarafta aklı başında bir lider yaratmaktır" diyor Voss:
"Bu kişiyi muhatap alır, bazı küçük tavizler vererek, onu güçlendirirsiniz. Kitle onun sözünü dinlemeye başlar. Sonuçta karşınızda meseleyi müzakere edecek, makul ve az-çok yetkili bir kişi olacaktır."
Nasıl, akıllıca değil mi?