Contemporary Istanbul adlı Çağdaş Sanat Fuarı'nın afişini gördünüz mü? Aslında çok basit: İstiklal Caddesi'nde amuda kalkmış bir adam görüyoruz. Belki yüzlerce kez rastladığımız bir görüntü bu... Ama yine de insanı şaşırtıyor.
İmralı'da hapis yatan Abdullah Öcalan'ın bir mesajla sona erdirdiği açlık grevleriyle ilgili bazı yorumları okuduğumda ben de çok şaşırıyorum.
Çünkü hakikati amuda kaldırıyorlar. Yani ters yüz ediyorlar. Doğruya eğri, beyaza siyah diyorlar. Gerçeği tepetaklak ediyorlar. Neymiş, PKK yelkenleri suya indirmiş.
Halbuki olay ortada: Abdullah Öcalan'a tekrar rol verme çalışmaları iki ay önce kamuoyuna yansıdı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, barış çabalarına katkıda bulunması için Apo'nun devreye sokulması gerektiğini söylemişti. Ben de bunun doğru ama gecikmiş bir karar olduğunu; bir yıldan fazla zaman kaybedildiğini belirtmiştim. (Sabah, 26 Eylül)
Diyalog herkesin isteği
Yani devlet (Hükümet artı bürokrasi) aylardır Apo'yu devreye sokacak bir fırsat, bir ortam arıyordu. Açlık grevleri sayesinde bulundu. (Kim bilir, belki de açlık grevleri Apo'ya rol vermeye yarayan bir piyesti.)
Belli işte: Müzakereler yapılmış, bazı konularda mutabakata varılmış. Bunun sonucu olarak Apo'nun "Açlık grevlerini bitirin" demesine sağlanmış.
Dün bizim gazetenin manşetiydi: Başbakan Erdoğan, "İmralı (Apo) devletle diyalog peşinde" demiş ya... Doğru elbette:
63 yaşındaki Apo artık hiç olmazsa ev hapsine çıkmak ve başlattığı hareketin az çok başarıya ulaştığını görmek istiyor.
En makulü Apo
Ama tersi de doğru: PKK savaşmaya devam ettiği sürece... Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı (ya da Başkanlık), AK Parti'nin 2023 iktidar girme hayalleri suya düşebilir. Ayrıca Türkiye'nin bölge politikalarına darbe vuruyor Kürt/PKK meselesi... Ayağına dolanıyor. Bu sorun büyüyen Türkiye'nin yumuşak karnı durumunda...
Dolayısıyla, sorunu çözme umuduyla devlet de diyalog arıyor. Savaşmayı bilen ama iş barışa geldi mi çuvallayan Kandil ile diyalog çok zor. Bu şartlarda en makul, en aklı başında, en karizmatik aktör Apo...
Müzakere, hatta pazarlık siyasetin özünde vardır. Ayıp bir şey değildir. Eğer bir sorunu, hem de böyle kanayan bir sorunu çözecekse herkesle konuşulmalıdır.
Savaş ağaları ne olacak?
Bence kritik sorun Apo değil... Dağdaki gariban militanlar, BDP, hatta KCK da değil... Asıl mesele Kandil'deki savaş ağaları...
Ergenekon'la, yabancı istihbarat servisleriyle, uyuşturucu, silah ve insan ticaretiyle bağlantılı olan bu adamlar nasıl ikna edilecek? Apo nasıl gün yüzü görmek istiyorsa, 1980'lerden, 90'lardan beri savaşan o adamlar da artık ikbal istiyor. Onlar için ikbal, Güneydoğu'da kurulacak (şimdilik) özerk bölgede yönetici olmak... Kürt halkını arasında mağrur bir şekilde dolaşmak...
Kandil'deki savaş ağalarının, diyelim ki Apo ev hapsine çıkarılırken, mesela İskandinav ülkelerine gönderilmeyi kabul edeceklerini hiç sanmıyorum.
Apo'nun kendini kurtarmak için Kandil'i "sattığını" düşündükleri an, barış filan umurlarında olmaz, var güçleriyle savaşmaya devam edeceklerdir.
Önümüzdeki dönemde asıl müzakere İmralı ile Kandil arasında olacak.