Başbakan Erdoğan'ın ve AK Parti çevrelerinin eleştirilere tahammülsüzlüğü gündeme geldiğinde... "Teknik eleştiri" yapılması gerektiğini söylemiştim.
Bu insanlar uzun yıllar Kemalist çevrelerin ideolojik eleştirisine maruz kaldı. Çocukluğundan 35-40 yaşlarına kadar o söylemlere maruz kalan bir kişinin hassasiyet geliştirmesi normaldir. İktidar koltuğuna oturup çeşitli kesimlerin ayağına basmaya başlamasıyla birlikte yükselen eleştirilerde kötü niyet aramaya başlar.
İşte bu yüzden "teknik eleştiri yapın" diyorum: İdeolojiyi bir kenara bırakın; sayılardan, oranlardan, miktarlardan söz edin... Nesnel kıyaslamalar yapın... Eleştiriyi insana değil, işe yöneltin... (Tabii bir de mümkünse alternatiflerden söz edin.)
Göz yaşartıcı bir açıklama
Liberal Demokrat Parti dün bu fikir doğrultusunda bir açıklama yaptı. Konu, polisin göstericilere karşı kullandığı biber gazıydı...
Hani İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, CHP'li Mehmet Kesimoğlu'nun soru önergesi üzerine... "Göz yaşartıcı OC gazı tamamen doğal bitki olup, insan sağlığı üzerinde kalıcı hiçbir etkisi olmadığına dair İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ana Bilim Dalı tarafından verilmiş rapor mevcuttur. CS gazı ise üretici firma tarafından, 'Uygun eğitim almış personel tarafından kullanıldığında insan sağlığına zararlı olmadığına' dair verilen kalite güvenlik belgesiyle kullanılmaktadır. Ülkemizde, Emniyet Teşkilatı tarafından kullanılmakta olan gaz mühimmatlarından kaynaklanan bir ölüm vakası yaşanmamıştır" dedi ya...
ABD'den gelen uyarı
LDP Başkanı Cem Toker, biber gazının öldürücülüğüne ABD'nin ünlü bilim dergisi 'Scientific American'ın Kasın 2011 sayısında yayınlanan makalede verilen bilgilere dikkat çekti. Şöyle denilmişti makalede:
"1995'te, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'nin biber gazından kaynaklanan 26 ölüm iddiası sonrası, ABD Adalet Bakanlığı'nın yaptığı araştırma, 70 kadar ölüm olayını polisin aşırı biber gazı kullanımına bağlamıştır..."
"Ölüm olaylarının çoğunda mağdurların astım ve benzeri solunum yolu rahatsızlığı olduğu da ortaya çıkmıştır..."
"Barışçıl gösteri yapanlara biber gazı ile müdahalenin gereksiz, aşırı ve orantısız güç kullanımı olduğuna dair açılan davalar, ABD mahkemelerinde devam etmektedir..."
Bilimciler öyle dememiş ki
Öte yandan Bakan Şahin'in sözünü ettiği türden bir rapor bulunmadığı da ortaya çıktı.
Adı geçen farmakoloji bölümünün hocaları, "insan sağlığına zarar vermez" şeklinde bir rapor verilmediğini söylüyor...
Sadece "Boğazda yanma ve gözde yaşarma gibi etkiler, sağlıklı bireylerde kalıcı olmayacaktır" denmiş.
Asıl söylenen ise şu: Biber gazı belli bir hedefe değil, genel olarak bir kitleye sıkıldığı için gayet tehlikeli. Çünkü astım hastasını öldürebiliyor. Ciğer ve kalp hastaları ise gazdan sonra yatağa düşüyor.
"Havan topu ile yazı" arasında ayrım gözetme melekesine sahip olmayan Bakan Şahin... Aklıyla, fikriyle ve de üslubuyla, gelişen Türkiye'ye uymuyor... Aslında burada harcanıyor. Hasbelkader Suriye'de doğmuş olsaydı, üstün hizmet madalyası alabilirdi...
Ama yine de ona faşist demenin fazla bir anlamı yok. Eleştirirken; sayıları, raporları, verileri konuşturmak gerekiyor.
O anlamasa bile... Belki bir anlayan çıkar...