Bugün (cuma) benim için şahane bir gün... Çünkü Başbakan Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Kadir Topbaş... Saat 15.30'da Kadıköy Meydanı'nda Kadıköy- Kartal Metrosu'nun açılış kurdelesini kesecek.
Benim için gerçekten anlamlı bir gün olacak bu... Nedenini anlatmaya çalışayım...
Doğma büyüme Anadolu yakalıyım. Ömrümün sadece dört yılında Rumeli yakasında ikamet ettim; o da mecburiyetten...
Aslında Anadolu yakasında yaşamanın zorlukları vardır. Bu yaka için "İstanbul'un yatakhanesi" denir. Çünkü insanların çoğu (benim gibi) Rumeli yakasında çalışır, uyumaya Anadolu'ya döner.
Tam da bu yüzden sosyal imkânları (sinema, tiyatro, konser, lokanta, bar vs.) karşıya kıyasla azdır. Çünkü çalışanlar, daha kolay olduğundan, iş çıkışında mesela bir Beyoğlu sinemasına gider. (
Not: Benim için karşı tarafın adı "Avrupa" değil, "Rumeli"dir. Doğduğum semt olan Anadoluhisarı'nın karşısında Rumelihisarı vardır; "Avrupahisarı" değil.)
Kadıköy yatakhaneydi
Neyse devam edelim... Kadıköy, Moda, Göztepe, Erenköy, Suadiye gibi semtler çok uzun yıllar "yatakhane" ve "yazlık" olma özelliğini korudu.
Ancak hem arsa fiyatlarının görece ucuzluğu, hem bilişim devrimi, hem de işyerlerinin İzmit'e doğru uzanması son 20 yılda Anadolu yakasının çehresini değiştirmeye başladı.
Artık birçok insan, sabahları burada uyanıp, burada işe gidiyor. Pegasus tam da bunun reklamını yapıyor Anadolu yakasında: "Köprüyü geçmeden 24 ülke, 51 şehir..." diyerek uçak yolcularının ayağını Sabiha Gökçen'e alıştırmaya çalışıyor.
Dünya kenti olmak için...
Anadolu yakasındaki bu büyük gelişmeyi yıllardır izliyorum. Ama ne yalan söyleyeyim Kadıköy-Kartal arasına metro yapılacağı aklıma gelmedi.
Daha doğrusu, hep "Ah, olsa" diye hayaller kurardım ama sermayenin asıl yoğunlaşması Rumeli yakasında olduğundan, Anadolu yakasına metro yapılacağına ihtimal vermezdim. Boşuna heveslenmemek için o hayali adeta zihnimden kovalardım.
Ama işte yapıldı. Üstelik Marmaray ve Üsküdar-Sancaktepe metrosuyla da devamı gelecek.
Böylece "yakaların kendi içindeki" ulaşım imkânları değil, "yakalar arasındaki" ulaşım da şekil değiştirecek, yoğunlaşacak ve hızlanacak.
İstanbul sadece tarihiyle değil, ekonomisiyle de bir dünya kenti olacaksa... Finanstan küresel yönetime, Ortadoğu'nun ipleri, İstanbul'da düğümlenecekse... Kentin kutuplaşmış yakalarının bir araya getirilmesi zorunluydu.
Yaz sıcağında dağ serinliği
Hatırlar mısınız? İBB girişimlerinin dökümünü yapan bilgi kartları adlı rapor-kitap "içimi ısıtıyor" demiştim. Gerçekten de, boş vakitlerimde, tadına doyum olmaz bir öykü kitabını okurcasına incelerim onu...
Kadıköy-Kartal metrosu ise şu yaz sıcağında "içimi serinletiyor". Hani CHP'nin sloganı gibi: İnsan rahat bir nefes alıyor.
Not: Anadolu yakasında yaşayanlara, "Çamlıca'ya devasa bir cami yapalım mı" diye sorarsanız, çok büyük bir oranda "evet" cevabını alırsınız. Ama bir dakika! Soruyu, "Önce hangisi; cami mi, metro mu" diye sormaya ne dersiniz?