Dünkü yazıda Çamlıca tepesine inşa edilmesi düşünülen devasa camii, kullanım değeri açısından ele almaya çalıştım.
80 milyon liraya (44 milyon dolar) mal olacağı tahmin edilen cemaatsiz cami... Asli işlevini doğru dürüst yerine getiremeyeceği için, aslında Olimpiyat Stadı benzeri bir atıl yatırım olacak.
Tam da bunu bildikleri için, camiyi savunanlar, onun kullanım değerine değil, simgesel değerine vurgu yapıyor. Beni asıl gıcık eden de, zaten işin simgesel yanı!
Atatürk Çamlıca'da
Şu sıralar bütün Kemalistlerin, "Ah biz bunu niye düşünemedik" diye dizlerini dövdüklerine eminim.
Çamlıca Camii fikrini işittiklerinde cin çarpmışa dönmüşlerdir. Gündüzleri gözleri kamaştıran, geceleri görkemli biçimde aydınlatılan bir "Atatürk Kocatepe'de" heykeli, Çamlıca'ya ne de güzel yaraşırdı, di'mi ama!
Brezilya'nın Rio kentindeki devasa İsa heykelini andırır ama ondan farklı olarak, "Osmanlı karanlığından kurtulmuş çağdaş Türkiye'yi" simgelerdi. Ama tren kaçtı...
Bizim simgemiz Sultanahmet
Gelelim caminin simgesel yanına...
Olayın en çok bu yönüne gıcık oluyorum... Çünkü bütün dünyada Türkiye ve İstanbul, öncelikle, Frenklerin "Mavi Cami" (Blue Mosque) dedikleri, Sultanahmet Camii ile simgelenir.
Mimar Sinan'ın öğrencisi Sedefkâr Mehmed Ağa'nın eseri olan altı minareli Sultanahmet'in bir tarafından güneş batar, öbür tarafından ay doğar... Sultanahmet öne alınarak; Boğaz'a, Galata'ya, Kızkulesi'ne, Selimiye'ye bakılır.
Sultanahmet'i tarihi yarım adadaki şahane camiler takip eder: Mesela Süleymaniye, mesela Şehzadebaşı...
1973'te kullanıma açılan (birinci) Boğaz Köprüsü de İstanbul'u ve Türkiye'yi simgelemiştir. Ancak bu simgeleme nispeten dar bir alanda olmuş... Doğu ile Batı ya da Hıristiyanlık ile Müslümanlık arasında köprü olduğumuz vurgulanmak istendiğinde kullanılmıştır.
Tekrarlıyorum: Tarih, kültür, gelenekler ve din söz konusu olduğunda, bizi başta Sultanahmet olmak üzere, tarihi yarımadadaki camiler geçidi temsil eder. Yani İstanbul'un ve Türkiye'nin simgesi onlardır.
Bu bir imaj katliamı
"Kentin her yerinden gözükmesi" istenen müstakbel Çamlıca Camii, işte bu küresel simgeyi yok etmek üzere planlanıyor.
Bu devasa camiin simgesel amacı, Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman bir ülke olduğunu göstermek değil. Çünkü bunu zaten bütün dünya biliyor... Bildiği için de yukarıda değindiğim muhteşem camileri, bizim Müslümanlığımızı simgelemek üzere medyalarında kullanıyor.
Devasa Çamlıca Camii işte bu simgelerin yerine geçmek üzere yapılacak. Başta Batı'nınki olmak üzere, dünya medyasına... "Bundan sonra bizi, Sultanahmet ya da Süleymaniye ile değil, Çamlıca Camii ile simgeleyin..." mesajı verilmiş olacak.
Mimar Sinan'a riyakârlık
Neymiş, Çamlıca "siluetini" arıyormuş... Yalan! Bu camii yapanların amacı, sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin siluetini değiştirmek.
Bu planla birlikte, "Sinan Usta, sen kalk ben yatam" tadında nutuklar atanların riyakârlıkları ortaya çıktı. Çamlıca Camii bir kibir camii olacak. Kime karşı kibir? Osmanlı'ya karşı! Tarihe karşı! Geleneklere karşı!
Şu hale bakar mısınız? Muhafazakâr olduğunu iddia edenlerin karşısında muhafazakârlığı ben temsil ediyorum! Olacak iş mi?