PKK'nın Abdullah Öcalan'dan sonra ikinci adamı Murat Karayılan'ın İran'ın elinde olduğuna dair haberler ve belirtiler var. Öyle mi, değil mi? Henüz bilmiyoruz. Öyle olduğu varsayımıyla devam edelim...
Eğer Karayılan, İran'ın elindeyse, sonrası için birkaç olasılık göze çarpıyor:
1) İran, Karayılan'ı bırakmaz:
Bu seçenek, PKK içindeki şahin ekibin güçlenmesi anlamına geliyor. Yani PKK savaşmaya devam edecek.
Bombardımanlar örgütün dengesini bir miktar bozabilir. Ama toparlanacaklardır. Çünkü dağı delip, yüzlerce metre aşağıya inerek, dekovil hattı bile döşenmiş olan tünellerde patlayacak bir bomba yok.
2) İran, Karayılan'ı serbest bırakır: "PJAK'nın pasifize edilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Karayılan tüm dağ kadrosunu Türkiye üzerinde yoğunlaştıracak..." Böyle fikirler öne sürülebilir ama eğer elindeyse, Karayılan'ı bırakmaz İran. Çünkü zaten birinci ihtimal gerçekleşecek.
3) İran, Karayılan'ı Türkiye'ye verir:
Böylece Türkiye'ye dostluğunu gösterir. "Sana saldıran ben değilim" demiş olur. Ama bu ihtimal gerçekleştiğinde de yine örgütün şahin kanadı güçlenecektir.
Bu açıdan bakıldığında... Eğer Karayılan, İran'ın elindeyse... Her halükarda örgütün yönetim kadrosunda bir ağırlık kayması olacağı düşünülebilir.
Peki, nasıl bir kayma? "Savaşa son verilip, barışın sağlanması" yönünde bir irade mi gelişir? Sanmıyorum. Şimdiye kadarki demeç ve eylemler, bu fikre en yakın PKK komutanının Murat Karayılan olduğunu gösteriyor.
Buna karşılık, Duran Kalkan, Cemil Bayık ya da Fehman Hüseyin gibi isimler, barış sürecine inanmıyor, "Müzakere bir işe yaramaz, ne alırsak savaşarak alırız" diyorlar.
Özetle: Ben PKK'nın savaşa devam edeceğini düşünüyorum.
***
Yasin Doğan imzasıyla hükümet kanadının değerlendirmelerinden ipuçları veren Yalçın
Akdoğan, BDP'lilerin
Öcalan ile görüşme talebine değiniyor.
(Yeni Şafak, 25 Ağustos)
Bu isteği iki olasılığa bağlamış Doğan:
1) Apo'dan
fikir ve talimat alarak, önlerini görmek...
2) PKK uzantısı diğer örgütler karşısında güç devşirmek...
Eğer yukarıda değindiğim noktaların bir geçerliliği varsa... Yasin Doğan'ın saydıklarına,
bir olasılık daha eklemek gerek:
BDP'liler, Öcalan'a,
"Karayılan'ın yokluğunda PKK'da iktidar kayması meydana geldi. Şimdi ne olacak" diyeceklerdir.
Bu soru, "
İran-Suriye" bağlamını konu edindiği için, Yasin Doğan'ın öne sürdüğü 'ilk olasılık'tan farklıdır.
***
Not 1: Doğan'ın değerlendirmesinde bölge
devletleri arasındaki çekişme yer almıyor. Herhalde o konuyu gündeme getirmek istemiyor hükümet.
Ancak Başbakan
Erdoğan'ın konvoyunu kenara çekip İran Cumhurbaşkanı
Ahmedinecad ile görüşmesi, meselenin bam telinin
"orada" olduğunun açık göstergesi.
Not 2: Karayılan'ın İran'ın eline geçmemek için saklandığı da söyleniyor ki bu durum da şahinlerin güç kazandığı anlamına gelir.
"Komutan" karargahına gidemiyorsa, ordusunu başkaları yönetir. Değil mi?
Not 3: Bugüne kadar duyduğum en iyimser yorum ise
"İran'ın, PKK'yı, Türkiye'ye teslim ettiği" şeklinde. Devlet denilen
hesapçı mekanizmayı ve
Ortadoğu adlı
kalleşler diyarını biraz bilenler, bu olasılığı aklına dahi getirmez.
Çünkü hiçbir devlet, özel durumlar haricinde ve işe yaradığı sürece elindeki kozu bırakmaz.
(Bunu bir tek
Kenan Evren yaptı;
Yunanistan'ın
NATO'nun askeri kanadına dönüşüne
1980'de karşılıksız onay verdi. Tabii
ABD'nin baskısıyla...) Böyle bir
"teslimatın" gerçekleşmesi için, İran'ın
devasa bir tehdit altında bulunması ve onu ancak Türkiye'nin kurtaracak olması gerekir. Var mı böyle bir durum?