Entelektüel kesim yeni anayasanın nasıl olması gerektiğini yoğun biçimde tartışıyor. Örneğin Abant Platformu perşembe günü Taksim Ceylan Otel'de bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Toplantıya akademisyenler, aydınlar, araştırma şirketi temsilcileri, medyacılar katıldı.
Tamamını olmasa da büyük bölümünü izleyebildiğim toplantıda dikkatimi çeken bazı "eksiklikler" ve "fazla iyimser fikirler" oldu.
İşte onlardan bazıları:
Bazı arkadaşlar, halkın "Yeni bir Anayasa" istediğini söylüyor. Halbuki bu istek, somut bir talepten ziyade, güçlü bir potansiyel konumunda...
Siyasetçiler bu potansiyeli değerlendirecektir ama ne şekilde? Toptan bir Anayasa yapmak yerine, kritik bazı bölümleri değiştirirlerse, halk ayağa mı kalkacak?
Yooo.
Şunu demek istiyorum: Entelektüeller hep Yeni Anayasa'yı konuşuyor. Kimse kısmi değişiklikleri hesaba katmıyor.
Konuyu tartışan birçok kişi, olayı teknik açıdan ele alıyor. Mesela "Başlangıç" bölümü önce mi yazılmalı, sonra mı?
Elbette entelektüel açıdan bu tip konular önemli. Ancak güncel siyasetin somut pratiği böyle akmıyor ki!
Bu işler siyasi aktörlerin çekişmesi esnasında kafa göz yara yara yapılıyor. Dolayısıyla aydınların, uygulaması kolay, somut, basit öneriler geliştirmesi gerekir.
Bir başka varsayım da, siyasi partilerin komisyonda bir araya gelerek, olgun bir üslupla yeni Anayasa'yı yapmaya çalışacakları yönünde.
Halbuki çok ciddi bir CHP sorunu var karşımızda. AK Parti'nin aksine, CHP, hiyerarşisi bozuk, disiplini zayıf bir siyasi organizasyon.
Her kafadan bir ses çıkabiliyor: Demirelcilerin, Beyzadelerin, Ergenekon dostlarının nasıl bir tavır takınacağı belli değil.
Deniz Baykal malum kasetle "görevden alınmış", yerine Kemal Kılıçdaroğlu "atanmıştı". Bu kez de Kemal Bey'in görevden alınmayacağını kim garanti edebilir?
Bir de şu "Kürt Sorunu" ve "Kürtçülük Sorunu" ayrımı var. Artık Kürt Sorunu arka plana itildi. Asıl mesele Kürt ulusalcılığı...
Ben size, pek yakında, "Apo ile anlaşmak yetmez, Kandil ile de anlaşın" diyeceklerini söylemedim mi? Üç gün önce, tam da bu açıklamayı yaptı BDP'liler.
Geçen dönem "Gücümüz yetmez, İmralı ile konuşun" diyorlardı. Şimdi kâh Kandil'i işaret ediyor, kâh "Bizimle konuşun" diyorlar.
Yani Yeni Anayasa yapımında AKP'nin karşısında şimdilik bir toz bulutu durmakta. Bakalım ekim ayına kadar dağılacak mı?