Verilere bakıldığında, AK Parti'nin, 2007 seçimlerindeki başarısını tekrarlayacağı gözüküyor.
Peki, "iktidar yıpranması" dediğimiz olguya rağmen, böyle bir başarı nasıl mümkün oluyor? Önce iktidar yıpranması nedir; ona bakalım…
Hükümet partisini iki gelişme yıpratır:
1) Sözlerin tutulmaması. Parti diyelim ki ülkedeki 100 farklı kesime sözler verir ancak bunun 70'ini gerçekleştirebilir. Bu durumda kalan 30 kesim partiden yüz çevirir, başka arayışlara girer.
2) Hükümet olumlu işler yaparken, birilerinin ayağına basar, onların çıkarını zedeler. Bu gruplar muhalefete yönelir.
AKP'nin hem becerisi, hem de şansı, Türkiye'nin ekonomisini büyütmek oldu. Yani sözler tutuldu, hayal kırıklığına uğrayan kesimler çoğalmadı.
Bu konuda biraz yalpaladığı, krizin kendisini hissettirdiği dönemi hatırlayın: 2009 yerel seçimlerinde seçmen desteği azalmıştı.
Ama sonra ekonomi toparlanınca, oylar da yükseldi.
Gelin birilerini kızdıralım:
Türkiye'nin "rasyonel" (akılcı) kesimi "cüzdanına" göre oy veriyor. Hayat tarzı dahil, "kimliğe" takanlar ise en yumuşak tabirle "romantik".