Hükümetin sağlık alanında yapmakta olduğu değişikliklere itirazlar var.
Ama bugün ona değil de, pazar günü Ankara'daki protesto mitinginde kullanılan bir slogana değinmek istiyorum.
Beyaz önlük giymiş bir kadın çalışan, üzerinde Che Guevara'nın resmi bulunan ve "Dr. Che'nin Yolundayız" yazan bir pankart taşıyordu. (Bu görüntü birçok yayında yer aldı.
Çalışanın statüsü bilinmiyor.)
Belli ki Küba'daki gibi "sağlık hizmetinin bedava olmasını" arzulayanlar var...
(Not: Fakirler için tamam da, bu çağda "herkes için" talebi eşitsizlik yaratmış olur; farkında değiller.)
***
Asıl değinmek istediğim başka bir nokta...
Arjantin doğumlu sosyalist Che Guevara'nın (1928-1967)
doktor olduğu doğrudur.
Che, tutkusu, özverisi ve elbette yakışıklılığı ile tam bir "kahramandır".
Ancak bu idealist doktorun,
Küba devrim sürecindeki bazı davranışları, bizim sosyalistler tarafından bilinmez.
Jon Lee Anderson'un Küba devlet arşivlerini de kullanarak yazdığı '
Che Guevara: Devrimci Bir Hayat' adlı kitap, üçüncü baskıda olmasına rağmen pek az yankı uyandırdı. (İthaki Yayınları)
Nedeni belli: Che efsanesini sürdürmek, diğer solcularla arayı iyi tutmak, oyunbozan olmamak.
Bu sessizliği bozan pek az kişiden biri, eski devrimcilerden
Gün Zileli'dir...
Birikim dergisinin 204'üncü (Nisan 2006) sayısında bu kitabın geniş bir tanıtımını yapmıştı.
(
Not: Belki de epeydir kendini
Anarşist saydığı için bu cesareti buldu. Gün Zileli kadar zeki ve kültürlü olmayan yeğeni ise ekranlarda
Kemalcilik oynuyor.)
Bu biyografi bize Che'nin öteki yüzünü yansıtıyor: Evet,
Fidel Castro gibi "
iktidar tutkunu" değildir Che; koltukları elinin tersiyle iter... Buna karşılık "
disiplin ve kural düşkünüdür".
Bu ruh hali Dr. Che'nin,
Batista rejimi ile mücadele ederken birçok yoldaşının kanına girmesiyle sonuçlanmıştır.
Acımasızdır. İşler biraz kötü gitti mi, birilerini suçlu ilan edip kurşuna dizdirir. Kurşuna dizilenler, "
Yaşasın Küba, yaşasın devrim" diye bağırarak ölüme gitmişlermiş, ne gam!
Hatta Che'nin infazlara bizzat katıldığını, bir haini nasıl öldürdüğünü, günlüğünde buz gibi bir dille anlatır:
"32 kalibrelik bir tabancayla beynin sağ tarafına, sağ temporal lobda çıkış deliği açacak şekilde, tek atışla soruna son verdim. Biraz soludu ve öldü."
Velhasıl, bizim sağlık çalışanının izinde olduğunu belirttiği "Dr. Che",
normal bir insanın özeneceği bir kişi sayılmaz.
Hele hele "
Hipokrat Yemini"edenlerin örnek alacağı bir doktor hiç değildir.