Referandum gecesi TRT'de yorum yaparken, Kemal Kılıçdaroğlu için "Bence başarılı" dedim ama sürekli yerinden çıkan kulaklığımla boğuşmaktan, ne demek istediğimi anlatamadım.
Şöyle... Kılıçdaroğlu, liderler piyasasında kendine yer açmak için referandumu fırsat bildi.
Ve o kadim numarayı uyguladı:
Mahallenin dayılığına oynayan yeni aktör, kıdemli dayıya mutlaka bir yumruk çakmalıdır.
Kılıçdaroğlu da Başbakan Erdoğan'a sağlı sollu girişti. Hatta bunun için siyasi ahlakı bile göz ardı etti. Yöntemi etik dışı olsa da Kılıçdaroğlu, belli bir yer edindi...
***
Başarı derken kastettiğim işte buydu.
Ama işin içinde koca bir başarısızlık var!
Şöyle... Tarhan Erdem dün açıkladı. Kılıçdaroğlu,
Aydın Doğan medyasının verdiği gazı da arkasına alarak, CHP'nin oyunu,
21-23 bandından
29 puana çıkarmıştı. (Haziran araştırması).
Deniz Baykal'a kızdığı için partiden uzaklaşanlar, yeni parti arayışına giren
Aleviler ve
yüzergezer seçmenin bir kısmı CHP'ye yönelmişti...
Ancak Tayyip Erdoğan'a vurarak kendine yer açma telaşındaki Kılıçdaroğlu; meydanlara bir stratejisi olmadan çıktı.
Konuşmalarının belkemiği yoktu:
Kayısıdan söz etti... Havuzlu villa tartışmasını açtı... Genel aftan bahsetti... Evetçi sanatçılara vurdu... Rakibi hakkında envai çeşit yalan söyledi, vs. vs.
Ancak Erdoğan'a çakmanın yetersizliğini, belli bir kampanya stratejisine sahip olması gerektiğini kavrayamadı.
Sonuç: Yüzde
29'a çıkan
CHP oyları, Konda'nın araştırmasına göre, son düzlüğe girildiğinde yüzde
24'e düştü.
Buna karşılık Erdoğan'ın,
"Anayasa değişikliğinin anlamı" ve
"AKP'nin hizmetleri" gibi temel konulara odaklanmasıyla Evet oyları giderek arttı.
Not: Tabii asıl önemlisi,
CHP+MHP koalisyonu planlayan kesimlerin Kılıçdaroğlu'nu nasıl gördüğü. Konda'nın anketini sansürlediklerine göre henüz karar verememişler...