Dün bomba yüklü kamyondan söz ettim ya... Askerciler hemen "orduyu koruma" fazına geçti.
Genellikler aynı savunmayı kullanıyorlar: "Ne malum?" Bunun adı "bulandırma" taktiği.
(Bu taktik basit ama etkilidir. Özellikle bilgi eksiği olanların çok işine yarar. Geçen yıl bir lisede konuşma yaptım. Bir lise öğrencisi, her söylediğime "Ne malum" diye karşı çıktı. Siz hiç, dağ başındaki gariban köylüye, dünyanın güneşin etrafında döndüğünü anlatmayı denediniz mi?)
Nazım Hikmet'in üzerine şiir yazdığı, "idealist" filozof Berkeley gibiler. O da her türlü 'dış dünya bilgisi' için "Ne malum" derdi.
"Ben Kriminal Polis Laboratuvarı'nın bulgularına inanmıyorum" diyor bir askerci. Niye? Çünkü polis taraflıymış!
Böyle deyip rahatlamaya çalışıyor ama onun bu keyfi sürmesine izin veremeyiz değil mi?
Bunlar bombaların seri numaraları ve diğer bilgiler kayda geçirilirken, iki generalin işleme nezaret ettiğini bilmiyorlar.
Askerci arkadaş, boşuna uğraşma; seninkiler temiz değil.