Genel Başkan Devlet Bahçeli, "MHP'nin olmadığını bir düşünün" demiş. Yani "MHP olmasaydı, durumumuz kötü olurdu" demeye getiriyor.
Valla benim bildiğim 2002'den 2007'ye, beş yıl boyunca MHP diye bir parti Meclis'te yoktu. Barajın altında kalmıştı.
MHP'liler haricinde kimse, "Keşke MHP de olsaydı, onların eksikliği hissediliyor" demiyordu.
Vardı elbette öyle siyasi analizler yapan üç, beş kişi... Ama baskın bir görüş olmadı hiç.
Peki, MHP'nin Meclis'e dönmesi ne işe yaradı?
AKP'ye, "Üniversitedeki türban yasağını kaldırmaya hazırız" dediler... Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddeleri (DTP'nin de desteğiyle) değiştirildi... Derken Başsavcı, AKP'ye kapatma davası açtı...
Kapatma davasının temel iddialarından biri, partinin, türban yasağını kaldırarak, değiştirilemez laiklik ilkesine aykırı davranmasıydı.
Kapatma davasının açılması, 2008 baharında kamuoyunu ikiye bölmüştü. Kimi davayı ve iddianameyi eleştiriyor, kimi AKP'nin kapatılmasını istiyordu.
Müthiş stresli bir dönemdi.
Peki, herkes tartışırken MHP neredeydi?
Hiç... Koskoca parti arazi olmuştu!
Ellerini ovuşturarak, sessizce bekliyorlardı: AKP kapatılacak... Erdoğan dahil birçok milletvekiline siyaset yasağı gelecek... Fırsattan istifade, MHP de kurulacak koalisyon hükümetine ortak olacaktı...
Anayasayı değiştiren 411 oyun 70'e yakını kendilerine ait olmasına rağmen... Ne Başsavcı'ya karşı bir ses çıkardılar, ne de demokrasi düşmanı medyaya...

***
Ben MHP'nin ideolojisine her zaman karşı oldum. Ama hiçbir zaman "Ülkücüler sözünden döner, adamı yarı yolda bırakır, güvenilmez" demedim.
Bu MHP yönetimi ise farklı: Ben siyasetçi olsam, türban olayının ardından... Hele hele Deniz Bölükbaşı'nın "AKP'ye tuzak kurmuştuk" demesinden sonra o yönetime asla güvenmem.
Özetle: MHP kendi tabanı haricinde "İyi ki Meclis'te" dedirtecek bir şey yapmadı.