Mavi Marmara krizinin ardından, İsrail basınında çıkan yorum yazılarını yoğun bir merakla okumaya başladık.
Şöyle bir farklılaşma göze çarpıyor:
1) İsrail devletinin şahin kanadının sözcüleri, AKP hükümetine bizim ulusalcı laikçilerin söylemiyle saldırıyor.
2) Buna karşılık Başbakan Netanyahu ve şürekâsını eleştirenler (örneğin Gazze ablukasını insanlık dışı bulanlar) Başbakan Erdoğan'a nispeten anlayışla yaklaşıyor.
İlk madde önemli.
Şahin İsrailliler öyle laflar ediyor ki, kimin kimden etkilendiğini ayırt etmek neredeyse imkânsız...
Acaba bizim ulusalcı laikçilerden mi kopya çektiler? Yoksa bu söylemler önce İsrail'de mi hazırlandı?
***
Bir, iki örnek vereyim:
* Dünkü yazıyı okuyanlar, Fransız Yahudi'si, İsrail Ordusu'nun dalkavuğu, illüzyonist felsefeci
Bernard Henri Levy'nin,
"Müslüman Kardeşler'in Türkiye kolu, hükümetin parçasıdır" dediğini hatırlayacaktır.
Şakşakçı Levy'nin bilip de, bizim bilmediğimiz bu 'Kardeşler' kim acaba?
Türkiye'yi
Avrupa Birliği'ne sokmak için debelenenler... Ekonomiyi büyütmek için uğraşanlar... Kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayabilmek için anayasayı değiştirenler... Müslüman Kardeşler'dense; iyi bir şeymiş bu örgüt!
* Jerusalem Post gazetesinin başyazısı da evlere şenlikti doğrusu. Türkiye'de dini radikalizm artıyormuş. Nasıl mı anlamışlar?
Efendim, İsrailli bir profesörün Türk arkadaşları, "Ya hükümetten ihale alamazsak" endişesiyle bir yudum
rakı içmekten kaçınıyormuş.
Hani
Hürriyet gazetesi bir keresinde,
"Kadehle içki yasaklanıyor" diye deli saçması bir manşetle çıkmıştı. Bu da onun gibi bir şey işte.
Gülüp geçeceğiz ama
Başsavcı'nın parti kapatma iddianamesini yüzde
40 oranında böyle uydurma haberler üzerine kurduğunu hatırlayınca, insanın adalet duygusu cız ediyor.
Anayasa paketinin iptali için
AYM'ye başvuran
CHP'liler, gerekçe dosyasına... Ergenekon dostlarının "büyük hukukçu" diye pazarladığı Macaristan kökenli siyaset bilimci, Amerikan Yahudi'si
Andrew Arato'nun abrakadabralarını da yerleştirmedi mi?
* Bir başka şahane olay da, şahinlere destek veren İsraillilerin elindeki
Kemalist pankarttı:
"Atatürk mezarında ağlıyor: 'Benim sevgili ülkem fanatik İslamcılara esir düşmüş'..."
İnsan biraz utanır!
AKP döneminde Türkiye ile İsrail arasındaki
iş hacmi tam
yedi kat artarken neredeydiler?
Şu dünyada (ilaç olsun diye) İsrail ile ticaret yapan tek bir
"Fanatik İslamcı" var mı acaba?
İşin eğlenceli yanı ise şu: Bizim laikçiler bu cümleyi pankartlara yazıp
Tandoğan'a,
Gündoğdu'ya çıkar mı? Çıkar!
***
Dünyadaki her kötülüğü Yahudilerden bilen komplo meraklısı ırkçılara hiçbir zaman kulak asmam.
Peki ama ABD'nin
Neocon'ları, İsrail'in Şahinleri ile Türkiye'deki Ergenekon dostları arasındaki paslaşmalara ne demeli?
Örneğin ABD'nin ünlü ekonomi gazetesi
Wall Street Journal'da bir makale yayınlanıyor. Başlık:
"Türkiye'ye Neler Oluyor?"
Burada, "Ortadoğu tarihçilerinin üstadı" diye sunulan
94 yaşındaki Yahudi tarihçi
Bernard Lewis,
"Türkiye 10 yıl içinde İran'a benzer" diyor.
Makalenin yazarına bakıyorsunuz:
Bret Stephens adlı editör ve dış haberler yazarı.
Peki, kim bu arkadaş?
Meğer
2002-2004 arasında, yukarıda değindiğim abuk başyazının yayınlandığı İsrail gazetesi
Jerusalem Post'un yayın yönetmeniymiş.
Yazının, "WSJ'nin nesnel değerlendirmesi" diye Türk okuruna kakalandığını söylememe gerek var mı?
Ne güzel tesadüfler bunlar!