Dün saat 06.30 suları. Atatürk Havalimanı'nda yoğun bir sabah... Samsun'a gitmek için, biniş kartı almak üzere kuyrukta bekliyordum.
Bir kadın sağ tarafıma omuz atarak öne doğru hamle yaptı. Baktım, siyah çarşaflı genç bir kadın.
Tam "sıranıza geçer misiniz" diye şarlayacağım... Oflaya puflaya sakallı bir adam geldi. Bir de orta yaşlı kadın. Onların elinde de büyük çantalar var. Çarşaflı kadını sıradan çıkartıp gittiler.
Arkadaki bir adam, uzun saçlarına ve gözlük modeline bakılırsa kültür sektöründe...
Etraftaki keşmekeşe bakıp "Burası otogara benzedi" dedi.
Gerçekten öyleydi. 10 yıl önce böyle "Anadolu kökenli", dindar, geleneksel tiplere otobüs garlarında rast gelirdiniz.
Artık havaalanları onlarla dolu: Uçak yolculuğu seçkinliğini kaybedip ucuzladı ve sıradanlaştı.
Üst düzey bir hizmet almak için epey para ödemek zorundasınız.
Yoksa "halkla" birlikte uçup, halkla "aynı muameleyi" görmeye razı olacaksınız.
Bence ülkenin halini otogarlar değil, havaalanları daha iyi anlatıyor:
"Halk havayollarına hücum etti, vatandaş uçağa binemedi."