Ogünlerde İngiliz The Morning Post gazetesinin İzmir muhabiri, gazetesine yangınla ilgili haber geçer. 22 Eylül 1922'de çevirisi çıkan haberin temel noktaları şunlar:
Türk ordusu İzmir'e girdi ama yöneticilerin, asayişi sağlamaya yönelik kararlı bir girişimi olmadı.
Hapishaneler boşaltıldı; başıbozuklar kenti doldurdu. Yağma ve ardından yangın, Ermeni mahallesinden başladı. Yağmacılar arasında askerler de vardı.
Yağma ve yangınla ilgili iki yorum: Bazılarına göre, İzmir'i tartışmasız bir şekilde Türk kentine dönüştürmek için bu kestirme yol tercih edildi.
Diğerleri ise askerlerin, başıbozukları ödüllendirmek için yağmanın önünü açtığını düşünüyor.
Not: Yağma dedik de... Kemalist gazeteci Falih Rıfkı (Atay) anlatıyor: "En çok esef ettiğim şeylerden biri, bir fotoğrafçı dükkânını yağmaya giden subay, bütün taarruz harbleri boyunca çekmiş olduğu filmleri otelde bıraktığı için, bu tarihi vesikaların yanıp gitmesi olmuştur." (Çankaya, 1958 baskısı, s. 212)