Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 'Görüş' adlı bir dergisi Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner döneminde tekrar yayına başladı.
Görüş'ün kapak konusu İstanbul büyük sermayesinin siyasi taleplerinden bir kısmını dile getiriyor.
'Anayasa Değişse de Siyaset Değişmeyecek' başlıklı derginin kapak resmi hoş olmuş; Meclis'teki AKP sıraları Tayyip Erdoğanlar'la, CHP sıraları Deniz Baykallar'la, MHP sıraları ise silme Devlet Bahçeliler'le dolu.)
***
Dernek Başkanı Ümit Boyner, dergiye yazdığı makalede, özetle, "Anayasa değişikliğinden belki de daha önemli olan, seçim sisteminin ve siyasi partiler kanununun çoğulcu demokrasi anlayışına uygun hale getirilmesidir" diyor.
Boyner'in talepleri arasında şunlar var: "Yüzde 10'luk seçim barajı düşürülsün", "Seçmenler, temsilcilerinden daha kolay hesap sorabilsin ve siyasete daha aktif biçimde katılabilsin." Boyner aday belirlemede parti genel merkez egemenliğine son verilmesini de talep ediyor.
TÜSİAD Başkanı 2011 genel seçimlerine bu değişikliklerle gidilmesini istiyor ve şöyle diyor: Böylece, "temsil gücü yükselmiş yeni parlamento, bütüncül yeni bir anayasayı daha sağlıklı bir zeminde yapabilecektir."
***
Ümit Boyner'in siyasi partilerle ilgili temel fikrini yeteri kadar özetlediğimi sanıyorum.
Artık biraz da ben konuşayım.
Ümit Boyner bir konuda külliyen yanılıyor: "Çok parçalı" (5-7 partili) bir Meclis, yeni bir anayasa yapamaz!
Evet, öyle bir Meclis'in temsil gücü yüksek olacaktır ama bu kez de her kafadan bir ses çıkacaktır.
Bizim anayasa, "kazuistik" sınıfına girer. Yani ayrıntılıdır ve kuralcıdır.
Barajın düşmesiyle Meclis'e giren küçük partiler, yeni anayasa yapma sürecinde, (haklı olarak) kendi taleplerini metne sokmaya çalışacaklardır.
Değil koca bir anayasayı hazırlamak, şunun şurasında 20 küsur maddelik değişiklikte bile ortaya nasıl bir kakofoni çıktığını hep birlikte işitiyoruz.
Çok parçalı (5-7 partili) bir Meclis istemek, "Bu anayasa değişmesin" demektir. Bence apaçık: TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, aslında yeni bir anayasa istemiyor.
***
Başkan Boyner'in talep ettiği "çok parçalı" Meclis'ten büyük olasılıkla koalisyon hükümetleri çıkar.
Bizim bildiğimiz girişimci istikrar ister. Çünkü yatırım yapmak için önünü görmek zorundadır.
Öte yandan Türkiye'nin siyasi kültürü, Görüş dergisinin kapağında da gayet güzel ifade edildiği gibi tek adamcıdır.
Liderlik güçlü olmadı mı işler yürümez. Siyasi boşluk, başta bürokrasi olmak üzere, seçilmişlerin dışındaki aktörler tarafından doldurulur.
Özetle ben bu işi anlamadım: Girişimcilerin başı olan Ümit Boyner, niye koalisyon hükümeti istiyor?
Niye oyu istikrardan yana değil?
Acaba güçsüz koalisyon hükümetine kolayca söz geçirme olasılığını, güçlü tek parti hükümetinin yarattığı istikrara tercih mi ediyor?