Okullar açılırken bazı gazeteler promosyon olarak bedava Türkiye ve Dünya haritası dağıtıyor. Geçen gün bunlara bakarken aklıma düşüverdi: Bu haritalar bize şu anda yaşadıklarımızı anlatmıyor.
Türkiye 'siyasi' haritasından komşularımıza bakıyorsunuz:
Ermenistan'ın küçük bir bölümü gözüküyor.
Azerbaycan minicik.
Hazar Denizi ve Kazakistan'ı hiç sormayın.
İran ve Gürcistan yarım yamalak.
İsrail mafiş.
Suriye ve Lübnan kesik.
Bunları daha iyi görmek için Dünya 'siyasi' haritasına bakmak gerek; değil mi? Hayır, o da mümkün değil!
Çünkü Dünya haritası, adı üstünde, tüm küreyi gösterdiğinden, birçok ülke çok küçük kalıyor.
Öyle ki bazı ülkelerin adı kısaltılarak yazılıyor. Örneğin Ermenistan oluyor 'Erm'.
Tekrar Türkiye siyasi haritasına bakıyoruz:
PKK militanları nereden geldi Türkiye'ye? Kandil Dağı'ndan. Haritada var mı? Yok.
***
Biz 'siyasi' harita deyince merkezleriyle birlikte Türkiye'nin illerini anlıyoruz. Benzeri bir biçimde, Dünya siyasi haritası da ülkeler ve başkentlerinden ibaret.
Halbuki bizim yeni haritalara ihtiyacımız var:
Bu haritalardan biri, Türkiye'nin doğu ucundan başlayacak ve
Britanya'ya kadar uzanarak, bütün
Avrupa Birliği ülkelerini gösterecek.
Bir başka harita Türkiye'nin batı ucundan başlayıp Kazakistan'ın doğu ucunda bitecek.
Bu haritanın kuzeyinde
Moskova dahil
Rusya'nın bir kısmı gözükürken, güneyde
İsrail ve
Kuveyt yer alacak. Doğuya doğru gidildikçe
Afganistan,
Pakistan,
Hindistan ve nihayet
Çin'in bir bölümünü kapsayacak.
Ben mevcut Türkiye ve Dünya 'siyasi' haritalarıyla günümüz gerçeklerinin öğrencilere anlatılabileceği kanaatinde değilim.
Bu
modası geçmiş haritalarla büyümüş kuşakların nasıl saçmaladıklarını geçen yıllardaki
Kandil Dağı tartışmalarında görmüştük.
Kandil'i,
Erciyes benzeri, ovanın ortasında yükselen volkanik bir dağ sanan arkadaşlar, '
Ordu Kandil'i kuşatsın' demediler mi? O saçma yorumların bir sebebi de haritalara hâkim olmamaktı.
Unutmayalım: Coğrafya bizim yazgımız. Türkiye'yi alıp mesela
Kanada'ya götüremeyiz ya...