ABD, Kürt sorununun artık çözülmesini istediğini apaçık ortaya koyduğunda, mutlu olmuştum.
Çeyrek yüzyıldır süren kirli savaş artık bitecekti.
Nabucco gibi enerji hatlarının güvenliğini sağlamak için Kürt sorununun çözülmesi ve tabii ona bağlı olarak PKK'nin de artık dağdan inip ovada siyaset yapması gerekiyordu.
Ancak bir noktada ciddi kuşkularım vardı: Öyle ya da böyle Ortadoğu ve Avrasya denkleminde yer alan Rusya'nın tavrı ne olacaktı?
Rusya'yı bu tip projelerin dışında bırakarak bölgede iş yapmaya kalkışanlar, can sıkıcı sorunlarla karşılaşabilir.
(Derin devletlerin ve büyük şirketlerin fırıldakları hakkında biraz mürekkep yalamış olanlar, ne demek istediğimi anlamıştır.)
***
Rusya Başbakanı Putin'in gelişi bu yüzden ayrıca önem kazanıyor. Haberlere göre görüşmelerde bakın hangi konulara değiniliyor:
"
Mavi Akım-2 doğalgaz boru hattının
İsrail'e uzatılması...
Samsun-Ceyhan petrol boru hattı...
Güney Akım doğalgaz boru hattı...
Nükleer enerji santrali...
Tuz Gölü altında doğalgaz deposu inşaatının
Rus şirketi tarafından yapılması... Türk TIR'larına yönelik Rus gümrüklerinde uygulanan sıkı denetimin yeniden düzenlenmesi..."
Eğer Türkiye bu ve benzeri konularda Rusya ile işbirliği yapacaksa (ki yapıyor, imzalar atıldı, atılıyor) o zaman Kürt sorunu, Rusya'nın da (ve İsrail'in de) sorunu haline geliyor demektir.
Hep aynı örneği veriyorum ama işin özü şu: Rusya'dan gelip İsrail'e uzanan bir doğalgaz hattının, dağdan inen
üç beş gerilla tarafından havaya uçurulmasına, ne Rusya göz yumar, ne de İsrail.
***
Demek ki enerji hatlarının güvenliğini sağlamak için PKK'nin silahı bırakması gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi için de Kürt sorununun demokratik bir çözüme ulaşması şart.
Eğer PKK'nin elindeki silahlar alınır ama Kürt sorunu halledilmezse, bir süre sonra tekrar başa dönülür, savaş yine başlar.
Özetle şöyle denebilir: Ayrıntılarda çekişmeler, itişmeler, kakışmalar olsa dahi, '
bugün' ABD'nin, Rusya'nın ve İsrail'in genel çıkarı, Kürt sorununun çözülmesinden yana.
***
Bir soru daha: Kürt sorununun çözümüne taş koymaya çalışanlar başarılı olabilir mi?
Valla yukarıdaki analiz doğruysa, yani Kürt sorununun çözülmesi ABD'nin, Rusya'nın ve İsrail'in çıkarına uygunsa... Kim ne derse desin, o sorun çözülür!
Kemalist bürokrasi elbette direnmeye kalkışacaktır: "
Misakı Milli yok oluyor...
Sevr geri döndü... Milli egemenliğimiz elimizden alınıyor... Bölünüyoruz, parçalanıyoruz... " diye yaygara koparacaklardır.
MHP ve
BBP başta olmak üzere '
Türkçü' kesimler bu işe sinir olacaktır.
AKP'ye diş bileyen
Saadet Partisi de kendince bastıracaktır.
Ayrıca kirli savaşın sürmesini isteyen bazı lobiler el altından çalışacaktır:
Mesela önümüzdeki dönemde bombalar, mayınlar patlayabilir... Güneydoğu'dan
şehit cenazeleri gelebilir.
Ben bu provokasyonların eskisi kadar yoğun bir yankı uyandırabileceğini sanmıyorum.
İşin fena halde
trajik yanı ne biliyor musunuz?
Bülent Arınç'ın dün dediği gibi, AKP bu işe girişerek büyük risk alıyor. Ekonomik krizden etkilenen birçok seçmen, Kürt açılımını bahane ederek, desteğini çekebilir.